alpharslan97
alparslan
 
 
Senior Editor at Atarita [www.atarita.com]

Game Critic: https://opencritic.com/critic/7536/alparslan-g-rlek
Currently Online
Review Showcase
82 Hours played
Her RPG kendini ifade etmenin bir başka yoludur, Baldur’s Gate 3 ise en güzel yollarından birisi
Benim için RPG oyunları sadece oynadığım eğlenceli yapımlar olmanın çok ötesinde bir konuma sahip. Özellikle türü sevmem ve JRPG dışında -evet JRPG sevmem- hemen hemen bütün alt türlerini de deneyimleme çabamdan ötürü bu janra benim gönlümde taht kurmuş durumda. Tabii ki Larian Studios da öyle. İlk kez bugün sadece gözümün önünde hayal meyal beliren ve adını koyamadığım bir Divinity oyunu oynadığımda -sanırım Divinity: Flames of Vengeance idi- çok farklı bir şey olduğunu anlamıştım fakat o zamanlar aklım bu derin RPG oyunlarına -hatta derin olmayanlara da- ermiyordu. Atmosferine bayılıp çok keyif alsam da içerisine kapılıp gidememiştim.

Sonra 2018’de Divinity: Original Sin 2 ile tanıştım. Artık Skyrim’in tozunu yutmuş, Witcher’ın hikaye sunumunu görmüş ve bambaşka çeşitli RPG’ler oynamıştım… Yani hazırdım. Divinity: OS 2 ağır İngilizcesi nedeniyle gramer bilgimi zorlasa da sözlüklerden yardım ala ala temel mantığını çözüp, hikayesinin detaylarını benimsemeye başlamıştım. O zamanlar bir üniversite öğrencisi olduğum için bu tür mücadelelere daha hevesliydim.

Açık dünyada çeşitli yan görevler ve etkinlikler yapıyor, verdiğim kararların farklı farklı sonuçlarını görmeye bayılıyordum. Sıra tabanlı savaşların derinliği ve taktiksel özgürlük beni büyülerken nasıl olduğunu anlamadan oyunu bitirmiştim. Yani Baldur’s Gate 3 inceleme için geldiğinde, ne ile karşı karşıya olduğumu biliyordum.

Divinity’de de boynumuzda özbüyülerini yapmamızı engelleyen bir tasma vardı. Baldur’s Gate 3’ün başında da gözümüzün içine bir iribaş bırakılıyor. Öncekinde bildiğimiz, suyun üzerindeki bir gemide başlarken yenisinde de uzaylı bir üstün ırk olan İllithidlerin gemisinde başlıyoruz. Larian oyunları ana deseni hiç bozmadan, kusursuz bir güzellikle aynı şeyleri yapıyor fakat hepsinde bambaşka bir deneyim ile karşılaşıyoruz. Daha girişten önümde nelerin olduğunu tahmin etme cüretini gösterdim ve ne yapacağını asla tahmin edemediğimiz Larian Studios burada da gerçekleri tokat gibi yüzüme vurdu. Acı yerine merak ve zevk duyguları uyandıran, sıcak ve şefkatli bir tokat da diyebilirsiniz.

Larian bunu iyi biliyor; Özgürlük artarsa odak dağılır, azalırsa oyuncu sıkılır
Özgürlüğün dozu dendiğinde belki kulakta farklı yankı ediyor olabilir fakat oyunlarda belirli bir dur noktasına sahip olması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle başlık olarak “sandbox” seçilmediyse. Baldur’s Gate 3 sandbox bir oyun değil ancak oyuncuya tanıdığı özgürlük ve çeşitlilik bakımından bugün piyasaya sürülen birçok sandbox oyundan daha da sandbox olduğunu söylemek mümkün. Sadece voxel araziler ve zindanlar yok.

Hikaye seçimlerini sadece diyaloglarla yapmaya alışkınsanız Baldur’s Gate 3 oynarken gözleriniz açılabildiği son sınıra kadar açılmış şekilde kalabilirsiniz. Çünkü haritada işaretli görev bölgesine gittiğiniz yollar ve farkına varmadan seçtiğiniz şeylerin hepsi birer karar olarak sayılıyor. Göreve gitmeye başladığınız yerde bir kayıt alıp, görevi tamamladıktan sonra dönüp farklı seçeneklerin varlığını kurcalarsanız her seferinde en az 3 tane daha bulabiliyorsunuz. Bu sadece ana görevlerle sınırlı değil, yan görevlerde de aynı şekilde seçenek çeşitliliği sizi şaşırtmaya devam ediyor.

Bazen yorgun ya da kendinizi hazır hissetmediğiniz halde oyunun büyüsüne kapılıp oynamaya devam ediyorsunuz. Ben bu durumu çok yaşadım. Bu sırada önünüze gelen bazı yan görevleri atlıyor, uğraştırıcı taraflarını yapmıyor ya da en kolay yoldan önünüze çıkan herkesi ve her şeyi öldürerek ilerleyebiliyorsunuz. Ancak -bunun spoiler olacağını düşünmüyorum- bütün yan görevler ana hikaye akışının etrafında şekilleniyor. Yani diğer oyunlarda gördüğümüz gibi sadece çeşitlilik olsun diye hikayenin dışına çıkan değil, DNA sarmalındaki gibi ana hikayenin etrafında dönüp duran ve bazı noktalarda hikayeye dokunan bir yan görev sistemi var. Larian Studios’un oyunun özgürlük dozunu ayarlamakta kullandığı bu strateji sayesinde, yan görevlere dalıp gitseniz bile odağınız asla ana hikaye görevlerinden ayrılmıyor. Çünkü bu yollar, bir yerde mutlaka birbiriyle kesişiyor.

Oyunu bitirdikten sonra tanıtım görseline bir kez daha baktım, bu sefer çok farklı hissettirdi
Baldur’s Gate 3’ün hikayesini dilerseniz 3 yapay zeka yoldaşınızla, dilerseniz 3 arkadaşınızla ya da tek başınıza oynayabiliyorsunuz. Ben editör yalnızlığı ile 3 yapay zeka yoldaşımı alıp yola koyuldum. Çevremde ne yazık ki oyunu oynayan, bütçesi ya da sistemi yeten bir arkadaşım yoktu. Bu bir bakıma iyi de oldu aslında. Arkadaşlarım kırılıp gücenmesinler fakat hikaye görevlerini yapabileceğim 3 yoldaş varken sürekli ilerlemeye çalışıp benim gibi oyunu didik didik eden insanlardan sıkılan oyuncularla oynamak pek de bana göre değil.

Yolculuğuma Karlach, Astarion ve Gölgeyürek ile başladım. Hepsi birbirinden eşsiz, geçmişleri bambaşka ve diyalogları inanılmaz tasarlanmış karakterlerdi. Gölgeyürek ile karşılaşmamız ilk görüşte aşk gibi bir şey oldu. Evet, erdemli insanları severim. Karlach ise ekibimizin çocuksu neşesi, kaçınılmaz kederiydi. Astarion talihsiz bir geçmişten gelen, isteği dışında bir yaşam süren ve bu nedenle kötü şeyler yapmak zorunda kalan bir karakterdi. Hikayede daha önce karşılaşmış olsam da Wyll ile kesişen yollarımı hızlıca ayırdım. Benim öykümde destansı kahramanlıklara yer yoktu. Yolu tesadüfen kesişmiş sıradan 4 maceracının Baldur Geçidi’ni kurtaracağı bir hikaye yazmak istiyordum.

Gölgeyürek bir kez gönlümü kazanınca onun eziyetli yolu, benim de yolum oldu. Karlach’ın intikamını benimsedim, Astarion’un kederli geçmişini ise Gale’i görünce bir anda kenara attım. Evet, okurlar bana kızmasın fakat Astarion ile yollarımı hızlı ayırdım. Derinsulu Gale, ekibim için daha cazip bir seçenek gibi görünüyordu. Çünkü o da erdemli ve onurlu bir karakterdi. Örnek vatandaşlardan oluşan ekibimin son halini de bu şekilde tamamlamıştım.

Karakterlerin diyalogları ve sinematik sunumun güzelliği sayesinde kurduğum bağı bir an olsun koparmadım. Onların duygularını doğrudan yaşayarak amaçlarına inandım. Sinematik sunumun kalitesi, karakterlerin mimikleri falan derken oyun bende inandırıcılığını fazlasıyla arttırdı. Hatta sonra Türk sandığım ama aslında ilgisi olmayan Aylin Hanım da favorilerim arasına girdi ama kendisi bir yoldaş değildi. Bu nedenle onunla kurduğum bağ, diğerleri kadar güçlü olamadı.

Oyunu bu kadar özel yapan şeylerden birisi kesinlikle içerisindeki karakterlerin dolu olması. Ana kötülerden çok kolay harcananları oldu fakat oyunun üzerine inşa edildiği senaryoya dönüp baktığımda, harcanması gerektiklerinde kanaat getirdim. Larian, sanki benim ne düşüneceğimi biliyormuş gibi bir oyun yapmış. Tabii hikayenin öngörülemezliği oyun boyunca kendisini koruyor. Ana senaryoyu biraz sağa sola saparak, biraz da düz giderek ortalama 76 saatte bitirdim. Oyunda toplamda 174 saat sinematik sahne olduğunu hesaba katarsak, bana sunacağı çok şey kaldığını biliyorum. Bu yüzden Baldur’s Gate 3’e kesinlikle geri döneceğim.

Her şeyden bağımsız olarak bu oyunu Türkçe oynamak mükemmel bir histi
Bazen durup düşündüm, hatta oyunun dilini de İngilizce yaparak denedim. Olmuyor… Bu oyuna bu kadar bağlanabilmem ve derinliğini kavrayabilmemin arkasındaki en güçlü etmen tamamen Türkçe olması. Yerelleştirmenin kalitesi ve AiBell’in ortaya koyduğu harika iş, kesinlikle takdire şayan. Elbette birkaç hata gözüme çarptı, ancak ekran görüntüsü alana kadar ortadan kayboldular. Bu kapsamdaki bir işte göze çarpacak türden değil, görünce “aman bu da olsun be, koskoca oyun!” diyeceğimiz türden şeylerdi. Bu nedenle bunlara hata diyerek arkasındaki büyük çabaya gölge düşürmek istemem.

Hepsi buraya sığmadı, incelemenin ayrıntılı ve uzun hali için editör olarak çalıştığım Atarita'yı ziyaret edebilirsiniz[/h1][www.atarita.com]
Screenshot Showcase
Deniz feneri bebeğim
6 1
Favorite Group
Atarita - Public Group
Atarita
141
Members
2
In-Game
36
Online
11
In Chat
Recent Activity
2.5 hrs on record
last played on May 23
5.5 hrs on record
last played on May 21
0.9 hrs on record
last played on May 21
alpharslan97 Apr 3 @ 6:42am 
3 dakika oynadım, sonra geri sildim. Yeterli.
Royz Apr 1 @ 12:07pm 
1 Nisan'da Rocket League oynamışsın. Bu şaka mı?
Royz Mar 14 @ 12:24am 
lksjdfalkf çok iyi
alpharslan97 Mar 13 @ 1:34am 
Ahir dribble olarak da yorumlandığını görmüştüm...
Royz Mar 13 @ 12:23am 
Herkese merhabalar ben Alp, bugün kabir dribble yapıyoruz..
alpharslan97 Mar 12 @ 11:24pm 
Evet peşimden mezara kadar götüreceğim onları