Recent reviews by Turklander

Normalde bu tarz oyunlar çok oynayan biri değilim ancak uzun zamandır merak ettiğim bir oyun olmasından dolayı çıktığı gün aldım ve hemen bitirdim.

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=3146946660

Oyunun hikayesi derin olmasa da ilgi çekici ve insanda merak uyandırıyor. Oyunu bitirmek, sır perdelerini aralamak ve sonunu görmek istiyorsun. Diyalogların ekstra olarak mizah içermesi hikayeyi zenginleştiren önemli bir unsur. Alternatif sonlara sahip olması ve diyalog seçimine göre çok minik de olsa oyun akışının değişmesi güzel bir dokunuş. Piksel grafiklere sahip 2B bir aksiyon indie oyunu için ortalamanın üstü seviyede bir iş olmuş diyebiliriz.

Müzikler oyun atmosferine uygun şekilde tasarlanmış, kısmen başarılı ve akılda kalıcı olduklarını söyleyebilirim ancak bu tarz oyunlarda müzikler bazen oyun mekaniğinin bir parçası olarak kullanıldığına daha önce şahit olmuştum. Savaş temposuyla senkronize bir şekilde ilerleyen oynanışın bir parçası olabilecek müzik seçimleri oyun atmosferini ve savaşları daha heyecanlı yapabilirdi.

Bölüm dizaynlarını beğendiğimi söyleyebilirim ancak iyileştirilebilir olabileceğini de belirtmek lazım. Örneğin, oyunda geçmişe gidiyoruz ama arkaplanda bir değişim olmuyor yine bir sonraki bölüme gidiyorum ama yine arkaplan bir önceki bölümle aynı. Sık sık aynı mekanlara gitmek, arkaplan zenginliğinin çok fazla olmaması bazı insanlarda sıkılma hissiyatı verebilir, oyunda bir şeyler başarıyorum zevkini baltalayabilir.

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=3147725179

Böyle bir oyunda puzzle tarzı kafa yorucu öğelerin çok az ve basit olması bence üzerine düşünülmesi gereken bir şey. Beni zıplatıyorsun koşturuyorsun süper, güzel güzel adamlar yolluyorsun kombolar, savunmalar ve zıplamalar yaptırtıyorsun bu da çok güzel ama kendi kişisel görüşüm puzzle olmayınca kutsal üçlemeyi bozmuş oluyorsun.

Tekrar oynanabilirlik olması adına iki son için ayrı ayrı achievement eklenmiş olması güzel bir şey ama bir insanın bu oyunu başarım dışında tekrar oynaması için gereken bir motivasyon göremiyorum. Yaptığımız seçimlere göre bizi oyun farklı farklı mekanlara yollasaydı tekrardan oynanabilirliği tartışılmazdı ancak ben şahsen oyunu bir de en zor'da bitireyim demek (Bence bu da achievement olmalıydı.) ve diğer sonu görüp achievement'ı almak dışında tekrardan oynamak için bir sebep göremiyorum.

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=3147533514

Son olarak oyunda en sevdiğim şeylerden biri olan oynanıştan bahsederek kapatayım. Oyunun kombo sistemi, silahları ve bunları sürekli oyunun bize kullandırtması çok iyi bir şekilde başarılmış. Bazı düşmanlar bazı silahlara karşı ekstra güçsüzken bazı düşmanların o silahlara karşı o kadar güçlü olmaması vs. muhteşem mekanikler olmuş. Oynanışı kesinlikle çok zengin kılan ve sürekli çeşit çeşit silah kullanmanızı zorunlu kılması benim gibi tembel bir oyuncuyu kabuğundan çıkartmış oldu.

Steam'i kur mevzusundan dolayı protesto ettiğim için oyun almamaya karar vermiştim ama bu oyuna bir istisna yapmak istedim ve iyi ki de yapmışım. Bence fiyatının hakkını veren başarılı ve eğlenceli bir oyun oynamış oldum. Daha önce bu tarz oyunlar oynamayanların sevebileceği, giriş seviyesinde olan ve 6,7 saat süren bu oyunu denemenizi tavsiye ederim.

Oyuna 100 üzerinden 75 veriyorum.

"I learnt the hard way, to not be afraid of death, Senua. Because a life withouth loss is one without love."

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=3083492648

Oyunla ilgili ilk incelememi yazdığımda oyunu tamamen bitirmemiştim ve başlardaki sığılıktan sıkılıp oyunu bırakmayı düşündüğümden negatif bir inceleme yazmıştım ancak oyunu bitirdikten sonra düşüncelerim değişti.


Evvela oyunun hikayesinin "experimental" olduğunu düşünüyorum, daha önce hiç işlenmemiş bir kurgusu var. Viking dünyasında geçen şizofreni hastası bir kızın aşık olduğu çocuk Dillion'u Helheim'den kurtarıp huzurlu bir ölüme kavuşması için verdiği içsel mücadeleleri ve psikolojik sorunlarını konu alıyor.

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=3084279947

*Oyunun grafikleri ve atmosferinin İskandinav atmosferini başarılı ve kaliteli bir şekilde yansıttığını düşünüyorum.

*Oynanış konusunda oyunun büyük eksiklikleri olduğunu ve oynanış dinamiklerinin God of War'dan fazlasıyla esinlendiğini düşünüyorum. Oyunu ilk oynadığım zaman yaptığım incelememdeki şu kısmı olduğu gibi bırakıyorum çünkü oyun orta-sonlarına doğru bu çizgiyi az da olsa kırsa da genele baktığımızda bu sığlığı korumaya devam ediyor:

"Bir alana gir, birkaç canavarla savaş, garip gurup yerlere bak ve bulmacayı çözüp 10 dakika geçir, birkaç canavarla daha savaş, garip sesler duy ve geril ve söz konusu alanı bitirene kadar devam et ve sonraki alanda bunları tekrarla."

*Müzikler açısından oyun çok zengin olmasa da yer yer müzik kalitesinin God Of War'a yaklaştığını söyleyebilirim.

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=3084102397

Hülasa, hikayesi oynadıkça açılan ve yerine oturan bir yapısı var. Kendine has temasıyla başta oynanıştan kaynaklı sıksa da sabredince oyunun vasat bir iş olmadığını anlıyorsunuz. Bu devirde 7.75 TL verip bu kalitede oynayabileceğiniz çok oyun olmadığını düşünüyorum. Puanlamamı yaparken kesinlikle oyunu fiyatına göre de değerlendirdiğimi söylemek istiyorum. Eğer bu oyun ileri zamanlarda 200 TL gibi bir fiyatlandırmaya sahip olursa para verilip de alınacak bir oyun olduğunu düşünmüyorum keza oyun size sadece 6-7 saatlik bir deneyim sunuyor ve bahsettiğim üzere oynanışı kesinlikle çok zevkli değil.

Oyuna 10 üzerinden 8 veriyorum.

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=3061134318
Oyunumuz, ailenin kendilerini yaklaşan bir nükleer saldırıdan koruyacak teknolojik bir yeraltı sığınağı olan Vault 111'de saklanmasıyla başlıyor. Bu sığınakların alametifarikası, sizi donduran kapsüllerde savaş bitip dünya düzene girene kadar yaşlanmadan ve hastalanmadan sapasağlam bir şekilde kapsüllerin içinde mışıl mışıl uyuyarak tutmasıdır.

Dondurulmamızın üzerinden ne kadar süre geçtiği bilmeyen bir şekilde uyandığımızda ise karşımızda karımızı ve bebeğimiz Shaun'ı görüyoruz. Her şeyin bittiğini ve düzene girdiğini zannettiğim anda ise paralı bir askere benzeyen bir adam tarafından önce karımız gözlerimizin önünde öldürülüyor daha sonra bebeğimiz kaçırılıyor. Kapsülün içinde hiçbir şey yapamanın çaresizliğiyle camları yumruklarken tekrar dondurularak uyutuluyoruz.

Ancak herhalde bizi donduralanlar sistemi kazayla bozmuş olmalı ki olayın ardından hemen uyanıp son kez güzel karımıza baktıktan sonra oğlumuzu bulmaya yola koyuluyoruz...

Sığınaktan çıktıktan sonra her şeyin değiştiğini ve hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağını acı bir şekilde fark ediyoruz. Mutasyon geçirmiş böcekler ve sinekler, paslanmış ve çökmüş binalar ve arabalar sanki her zaman böyleydi de o yanlış hatırlıyormuş gibi duruyordu. Harabe haline dönmüş evimize tekrar gittiğimizde eskiden bizimle çalışan bir ev robotu olan Codsworth'ün hala çalışır vaziyette evde durduğunu görüyoruz. Onunla biraz konuştuktan sonra artık tanıyamadığı, bu yabancılaşmış şehirde nereden başlayacağını bilemediği bir şekilde tek başına oğlunu aramaya başlıyor...
https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=3061134431
Oyunun ana hikayesi gerçekten çok hoş, su gibi akıyor. Bazı oyunlarda olduğu gibi ana hikayeyi hemen yapmalıyım endişesi vererek yan görevleri aksatmamıza mani olmuyor hatta ana hikaye ve yan hikayeler bir uyum, bir harmoni eşliğinde ilerliyor. Oyun içerisinde üyesi olabildiğimiz birkaç grup var: Minutemen, Brotherhood of Steel (BoS) ve spoiler olmasın diye demeyeceğim oyun akışında karşılaşacağınız bir veya birkaç grup daha var. Her grup farklı fikirleri ve mücadele yolları benimseyerek oynadığımız bölge olan the Commonwealth'in iyiliğini savunduklarını iddia ediyorlar. Örneğin, Minutemen yardıma ihtiyacı olan herkese yardım edip bölgede yerleşim yerlerini arttırmaya ve refah düzeylerini yükseltmeye çalışıyor. Ancak tahmin ediyor olmalısınız ki bazen bu tarz grup görevleri yaparken oyun tekrara düşebiliyor ve sizi sıkabiliyor.

Oyunda birçok ırk ve tür mevcut. Bunların bazıları bazılarıyla veya belli bir grupla kavgalı olabiliyor ve onlarla sizin ilgilenmeniz gerekebiliyor veya tamtersi yangına körükle gitme seçeneğiniz de mevcut olabiliyor.

Silah çeşitliliği bence gayet başarılı. Böyle büyük bir oyuna böyle geniş bir envanter yakışırdı. Bazı ırklara veya türlere karşı bazı silah çeşitleri daha etkili olduğundan sık sık silah değiştiriyoruz böylelikle sığ ve sıkıcı bir aksiyon yaşamamış oluyorsunuz. Ek olarak mermi azlığından dolayı da her zaman cephanenizi göz önüne alarak aksiyona girmek durumunda kaldığımızdan hayatta kalma hissini yaşıyorsunuz.

Oyunun atmosferi en çok beğendiğim şeylerden biri oldu. Kendinizi gerçekten post-apokaliptik bir evrende olduğunuzu kemiklerinize kadar hissediyorsunuz. Yanından geçtiğiniz bir binadan bir anda size saldırı atışı gelebiliyor, bastığınız yerde mayın olup patlayabiliyorsunuz veya sizi yardım et diye çağıran masum yüzlü bir kadın tarafından gafil avlanıp öldürülebiliyorsunuz. Yerde bulup yediğiniz bir cipsten dahi yüksek radrasyondan ötürü ölme şansınız var.

Benim gibi rol yapma oyunlarını çok seven hatta daha önce New Vegas oynamış biriyseniz bu oyunun rol yapma açısından yetersiz olduğunu düşünebilirsiniz. Diyalog seçenekleri kısıtlı, gerektiği kadar oyun bize kendi yolumuzu seçmemize imkan vermiyor. Oyunu bitirdikten sonra da tüm sonlarına baktım ve şunu diyebilirim ki böyle büyük bir rol yapma oyunu yapma geçmişi olan bir şirketin bu kadar az ve bu kadar birbirine benzer sonları olan oyunu olmamalıydı. Kesinlikle kötü olmuş demiyorum ama bu kalibrede bir şirket için yeterli olmuş da diyemiyorum.

Özet olarak, kesinlikle alın oynayın hatta indirim varken kaçırmayın. Sizi muazzam büyüklükte haritası, derin mi derin sürprizlerle dolu hikayesi ve lore'u olan, Adana kebap restoranıvari menüsü zenginliğinde silahlarıyla ve eşsiz hayatta kalma atmosferiyle unutulamayacak bir oyun bekliyor hatta bunu bitirdikten sonra bi' New Vegas patlatırsınız artık.

Türk yapımı bir oyun olmasından dolayı ve uygun fiyatı nedeniyle denemek istedim. Fikir olarak oyun çok güzel. Daha önce bu tarz oyunlar oynamıştım ve en sevdiğim türlerden biri diyebilirim. Ancak, maalesef oyun pek başarılı değil. Büyük bir heyecanla indirmiştim ama gerçekten sadece 15 dakika dayanabildim. Oyunu neden bu kadar kısa süre oynadığımı, hem yapımcılar için hem de oyunu almayı düşünenler için madde madde açıklıyorum:

Yazım ve Noktalama Hataları: Normalde bu tarz hatalara pek takılmam ama her cümlede bir noktalama hatası görmek can sıkıcı. Yazım ve noktalama hataları oyunun kalitesini olumsuz etkiliyor. Siz hiç büyük bir oyunda böyle hatalarla karşılaştınız mı?

Çeviri Kokması: Oyunu Türkçe dilinde oynadım, ancak sanki İngilizce'den kötü bir Türkçe'ye çevrilmiş gibiydi. Günlük hayatta kullanılmayan ifadeler, kötü çevrilmiş bir filmi ya da kitabı hatırlattı bana.

Seslendirme: Seslendirme konusunda profesyonel bir eğitim aldınız mı bilmiyorum, ancak benim amatör olarak podcast ve video seslendirme deneyimlerim oldu. Doğal tonlamalara ve ifadelere dikkat ederim fakat oyunda bu konuda en azından asgari düzeyde bir istikrar göremedim.

Diyalog Seçimleri ve Seçim Sırası: Bu sorunu nasıl anlatacağımı bilemiyorum, ancak Telltale oyunları oynamış olanlar beni anlayacaktır. Diyalog seçiminde problemler var. Eğer istediğim yoldan ilerleyemeyeceksem, bunu neden oyun olarak sunuyorsunuz? En azından, Telltale oyunlarındaki gibi "seçim ilüzyonu" yaratılarak oyuncunun seçim yapma hissi korunabilirdi.

Sonuç olarak, muhtemelen bu oyun firmasının ilk denemesi olduğunu düşünüyorum ve ilk denemelerde hatalar olabileceğini kabul ediyorum. Ancak, gerçekten güzel bir konsept üzerine kurulu. Kullanıcı geri dönüşleriyle, çok daha başarılı bir oyun ortaya çıkabilir.

İlk oyunun sonunda hikaye yeni bir yüzük yapılması gerektiğini söyleyerek bizi oracıkta bırakmıştı. Tam olarak kaldığı yerden devam eden Shadow of War, Celebrimbor ve Talion'u Mount Doom'un ortasında yeni bir yüzük döverken gösteriyor. Buradan sonra ise maceramız tekrar başlıyor. Shadow of Mordor'da olduğu gibi boş bir arazi yerine, Mordor'da bulunan kale şehirlerde Orc'ların canını yakıyoruz. Bu mekanlar arasında Yüzüklerin Efendisi hayranlarına tanıdık gelecek olan Minas Morgul ve Cirith Ungol gibi yerler bulunmakta. Sauron'un tekrar yükselişe geçtiği dönemde geçen oyun, Orc'ların benimsediği Mordor'un tekrar nasıl Sauron'a geçtiğini de gösteriyor(Merlinin Kazanı). Kendi fikrimi söylemem gerekirse aradan geçen epey süreden sonra Shadow of War'ın hikayesinin birinci oyuna kıyasla daha iyi yedirildiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Hikaye sizi kendine çekiyor ve kurgunun kalitesini çok güzel hissettiriyor. Oyunu oynarken acaba bundan sonra ne olacak diyerek oynadığımı söyleyebilirim. Aynı zamanda hikayemizde birçok plot-twistler var ki bunların bazıları aklınızı yerinden alacak. Özet olarak oyunun genel olarak hikaye gidişatı gerçekten çok güzel yalnızca oyunun en sonki sahnesinin aceleye getirildiğini düşünüyorum ama hadi o da nazar boncuğu olsun diyelim.

Serinin bir önceki oyununa kıyasla oyunun mekaniklerinde haliyle değişikliklere gidilmiş. Harita kıyaslanamayacak derecede çok daha büyük. Dövüş mekaniklerinde minör değişiklikler var ama oyuna yabancı kaldım diyebileceğim bi' yenilik olmadı. Kısacası oynanışa tazelik katan minik ama güzel değişiklikler eklenmiş diyebiliriz.

Oyuna artık kale fethi gelmiş. Kale kuşatması önceki oyunda yoktu, oyuna gelen en büyük değişiklik bu olmuş ki muhteşem güzellikte bir deneyim sunuyor size. Kimi zaman kaleler kuşattığınız kimi zaman ise kalenizi savunduğunuz oluyor. İşin içine çok az da strateji giriyor ve kaleyi nasıl kuşatacağınıza veya nasıl savunacağınıza izin veriyor ama çeşitlilik konusunda yetersiz kaldığını ve geliştirilmesi gerektiğini söyleyebilirim yine de bu haliyle de güzel. Bir eleştiri olarak şunu ekleyebilirim, karakterimiz Talion öldüğünde otomatikman kuşatmada da yenilmiş sayılıyoruz. Açıkçası bu bana saçma geldi zira Bannerlord ile kıyasladığımızda biz yaralansak veya ölsek dahi kuşatma devam ediyordu, böyle bir şey bu oyuna da eklenebilirdi.

Oyunun grafiklerini ise herhalde anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz:

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2815578975

Eskiden çok yapardık hala yapılıyorum mu bilmiyorum ama oyuna 10 üzerinden 8 veriyorum.

Arkadaş bu oyunu neden seviyorum biliyor musunuz?
Çok uzun bir inceleme yazıp ne benim ne de sizin değerli zamanınızı çalıcam. Önce dilediğiniz bir podcast'i açıyorsunuz, daha sonrada oyunu açıp, tır sürmeye başlıyorsunuz. Hem podcast dinlerken sıkılmıyorsunuz hem de fazla dikkat gerektirmeyen bu oyunu oynarken eğleniyorsunuz ve podcast'e dikkat verebiliyorsunuz daha ne olsun?

Gerçekten muhteşem keyifli bir oyun. Special Transport, Heavy cargo gibi dlcleri kesinlikle alın oyuna ayrı bir zevk veriyor ve İskandinavya, İtalya, Fransa gibi haritayı genişleten dlcleri imkanınız el verdikçe almanızı ve başarım peşinde koşarak oyunda kendinize amaç edinmenizi tavsiye ederim. Başarım için rehberler de bulunmaktadır.

9/10

Oynamayan pişman oynayan bin pişman.

I recommend this game, as it is a fun change of pace from the typical first person shooter horror game, requiring a more patient and strategic style of play.

The game itself is not long, but going for the insane difficulty play through will set you back some hours. While my first few attempts were ruined by game crashes, I found that the fourth time I reinstalled the game, it ran silky smooth. If you are having problems with crashing, maybe your solution will be as simple. I still don't know what was wrong with the prior, but in the end everything was without issue.

This game can seem difficult in certain areas, but remember that timing is everything. There are a couple of times that you will be taking damage, so be patient and make use of hiding places. Some spots you may have to fail before you know what to do, but once you figure it out, it seems so obvious