Recent reviews by Valanre

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2803605002

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2804647714

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2804135739

Bu incelemeyi yazdığım tarihteki incelemelerin büyük çoğunluğunun olumsuz olmasının sebebinin, oyunun PC versiyonunun kötü bir şekilde optimize edilmesinden kaynaklı olduğunu belirtmek istiyorum ve şu anda oyunu eğer çok yüksek donanımlı bir bilgisayarınız yoksa almanızı önermiyorum.


Elden Ring, ismini Dark Souls serisiyle tanıdığımız FromSoftware'in geliştirdiği Action RPG bir souls-like oyun olarak, uzun bir bekleyişin ardından piyasaya çıktı. Oyunun içeriği ve vaat ettiklerini başarması souls oyuncu topluluğu başta olmak üzere birçok oyuncuyu memnun etti ve özellikle "Açık dünya bir souls oyunu mümkün mü acaba?" gibi kaygılı soruları boşa çıkarmış oldu. Peki Elden Ring'in bizlere sunduğu şeyler ne, biraz da bundan bahsetmek istiyorum.


FromSoftware gibi bir geliştiricinin oyunlarının kalitesi konusunda hiçbir zaman kaygı duymamama rağmen Elden Ring için özellikle daha önceden FromSoftware'in kapsamlı bir açık dünya oyunu geliştirmemesi sebebiyle biraz da olsa kaygılandığımı itiraf etmek istiyorum. Neyse ki oyun çıktı ve kaygılarımın yersiz olduğunu anladım. Elden Ring gerçekten büyük, zengin ve haritanın farklı bölgelerdeki yer yer iç açıcı yer yer kasvetli bazen de bir savaş alanı gibi olan atmosferlerle harmanlanarak eşsiz manzaralar ortaya çıkaran bir açık dünyaya sahip. Bazen bir savaş kampı, bazen bir kale bazen de bir mağarayı keşfederek ve içlerindeki birbirinden özgün tasarlanmış düşmanlarla savaşarak açık dünyanın bize sunduğu kaliteli eşyaları toplayıp yolculuğumuza yön vermemiz hem açık dünya oyunlarını hem de souls-like türünü seven biri olan bana aşırı zevk verdi diyebilirim. Ayrıca souls oyunlarına Elden Ring ile beraber eklenen bineğin de açık dünyada ve boss savaşlarında çok kullanışlı olduğundan bahsetmeden geçemeyeceğim.

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2764444768
https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2763880663
https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2764444856


Elden Ring hikayesinde de diğer souls oyunlarından alışık olduğumuz hikaye tarzının, yani; bize sunulanın arkasında çok iyi tasarlanmış detayların, hikayelerin ve karakterlerin olduğunu söyleyebilirim. Kendi adıma oyunun hikayesinden, istersem bir istersem beş kere de bitirsem bir şey anlamayacağımı biliyorum. Şu ana kadar takip ettiğim kadarıyla oyunun tıpkı diğer FromSoftware oyunları gibi arka plandaki lore'unun kaliteli olduğunu söyleyebilirim ve kendimi yine saatlerce oyunun lore'unu araştırırken şimdiden görebiliyorum. Ayrıca Elden Ring'in dünyasını yaratan kişinin de "Buz ve Ateşin Şarkısı" evrenini yaratan, çoğumuzun "Taht Oyunları" adlı eseriyle tanıdığımız George R.R. Martin olduğundan da bahsetmem gerekiyor.


Boss savaşları yine her zamanki gibi özgün, zor ve kaliteli olmuş. Elden Ring'de şu anda 50'den fazla boss olduğu biliniyor ve benim şu ana kadar deneyimlediklerimin hepsinin kendine has saldırılarının olduğunu ve hiçbirinin kötü dizayn edilmiş olmadığını söyleyebilirim. Zorluk olarak bakacaksak da; Sekiro bossları kadar olmasa da oyunun başı için gayet yerinde ve uğraş gerektiren bir şekilde tasarlandıklarını düşünüyorum, yani kısacası bosslar biraz zor diyebilirim.
Oyunda şu ana kadar gördüğüm kadarıyla, gayet yeterli sayıda ve hepsi birbirinden farklı saldırı türlerine sahip düşmanlar var. Düşman çeşitliliği oyunun daha ilk 10 saatinde birçok oyunun düşman çeşitliliğinden fazla ve açık dünyayı keşfettikçe ve bossları alt ettikçe çeşitliliğin daha da artacağını düşünüyorum.


Demon's Souls haricindeki FromSoftware'in diğer souls-like oyunlarını deneyimlemiş biri olarak Elden Ring'in özellikle combatının Dark Souls III, Bloodborne ve Sekiro karması bir şey olduğunu söyleyebilirim. Karakterimizin hareketleri Dark Souls III ve Sekiro'ya benziyor ve bossların atikliği ve sağının solunun belli olmaması beni Bloodborne oynuyormuşum gibi hissettirdi. Bunun dışında oyunun menülerinin ve oyunda bulunan eşyaların/silahların diğer oyunlara kıyasla çok farklı olmadığını da söyleyebilirim.


Şu ana kadarki deneyimlerime ve beklentilerime dayanarak kendi açımdan oyunda fotoğraf modu hariç hiçbir eksiğin olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Ekran görüntüleri almayı seven biri olarak ve oyunun tanıtımlarındaki çekiciliğe kapılarak Elden Ring için bir fotoğraf modu eklemelerini ümit etmiştim fakat her ne kadar çok üzülmesem de Elden Ring'de bir fotoğraf modu olmasını isterdim.


Oyunun ön sipariş fiyatının açıklandığı gün 299 TL'ye ön sipariş veren biri olarak, ben verdiğim parayı misliyle bu oyundan çıkaracağımı biliyorum o yüzden belki de ilk defa ön sipariş ile oyun almaktan mutluluk duyuyorum. Birçoğumuzun video oyunları için psikolojik fiyat sınırının hala daha 200-300 TL'ler olduğunu da bildiğim için eğer gerçekten bu oyundan beklentileriniz varsa ve hakkını vererek oynayacaksanız alın demem lazım diye düşünüyorum. Dövizdeki dalgalanmalar sebebiyle bu günden sonra sadece Elden Ring özelinde değil, birçok yeni çıkacak AAA oyunda bu tarz fiyatları göreceğimizi de belirtmek istiyorum.


İncelememin sonuna gelirken zamanınızı ayırıp incelememi okuduğunuz için teşekkür ediyorum, umarım aklınızdaki soru işaretlerini giderebilmişimdir.

GENEL PUAN: 96/100

New World hakkında uzun zamandır bir inceleme yazmak istiyordum fakat bu oyun için oturup inceleme yazma zahmetine bir türlü giremedim ta ki benim için bardağı taşıran son damla olan "Mutators" güncellemesine kadar. İlk olarak oyun kapalı betada iken deneyimlediğim New World, o döneme kadar MMORPG'ler ile arası olmayan bana zevkli gelen, MMORPG'lerin o bildiğimiz karışık UI'larından uzak hem hardcore MMO oyuncularına hem de casual oyuncu kitlesine hitap etmeye çalışan, geliştirildiği ve arkasında durulduğu takdirde oyun sektöründe hala daha bulunan "modern MMORPG açlığını bitirecek olan oyun" dediğim bir MMO olmuştu. New World çıkışından beri art arda bir şeyleri yanlış yaparak ve ya yapamayarak 5-6 ay gibi bir sürede çıkışındaki oyuncuların %90'ını kaybetti ve hala daha kaybetmekte. Şimdi biraz da AGS'nin neleri beceremeyerek ve ya neleri becererek New World'ün şu anki durumunda olduğundan bahsetmek istiyorum.

Her şeyden önce herkesin yakındığı ve benim "nasıl olur da günlerce bu sorunu çözemiyorlar?" diye kendi kendime sorduğum sinir bozucu ama bir o kadar da fixlemesi basit yüzlerce bugdan bahsedeyim. Eğer New World piyasaya sürüldüğünden beri ortaya çıkan ve AGS'nin yarısından çoğunu önemsemediği hatta aylardır varlığını sürdüren, büyük çoğunluğu oyun kırıcı olan bugların listesini tutsam büyük ihtimalle bir yerde ya kağıdım biterdi ya da yüzlerce bugun içinde bir yerde sırayı kaçırırdım. Dünyadan aşağı karakteri düşüp de bir daha asla oradan çıkamayan mı dersiniz, lonca savaşlarında karakteri olduğu yerde koşan, takılan, hatta uçan mı dersiniz, oyuna yeni eklendiği dönemde rakip oyuncuların yemek ve iksir bufflarını silen ve geliştiricilerin bu bugu yaklaşık 3 haftada fixlediği void gauntlet mi dersiniz bilmem ama ne derseniz deyin bunun gibi onlarca bugu birinci elden deneyimlemiş biri olarak konuşuyorum, AGS geliştiricileri oyunu önemsemiyorlar, beceriksizler ve bir MMORPG yapıp geliştirmek için aşırı tecrübesizler.

Diğer bir konu da her ne kadar son bir aydır ortaya çıkmasa da geçtiğimiz aylarda yaşanmış hatta bu durum yüzünden trade postların kapanıp bütün sunucu ekonomilerinin alt üst olduğu dupe olayları. Peki dupe nedir diye kısaca bahsedersem oyunda bulunan herhangi bir eşyanın kopyalanması ve sonrasında herhangi bir kişi tarafından sorunsuz bir şekilde kullanılmasıdır diyebilirim. Şu ana kadar yaşanmış ve benim hatırladığım yaklaşık 2-3 tane büyük dupe olayı yaşandı ve sonuncusu hariç dupe olayına karışan küçük bir kitle hariç hiç kimse ne süreli ne de süresiz oyundan yasaklanmadı hatta geliştiricilerin yaptığı tek yaptırım dupe edilen itemların oyundan tamamen kaldırılması oldu. Tabi haliyle bu durum da dupe olaylarından habersiz pazardan item satın alan birçok masum oyuncuyu etkiledi ve her ne kadar da sonradan bu oyuncuların mağduriyetleri bir şekilde telafi edilse de belli bir süre mağduriyet yaşadılar.

Başka bir konu da oyundaki anlamsız "Watermark Sistemi" ve bu durumun yarattığı olumsuzluklar silsilesi. Şimdi bu durumu açıklamadan önce yaklaşık 100-150 saat aralığında bir oyuncunun maksimum seviyeye ulaştığını ve sonrasında bu watermark denen olayın devreye girdiği bilgisini vermemin yararlı olacağını düşünüyorum. Oyunu bilmeyenleriniz için bu sistem biraz komplike gelebilir ama elimden geldiğince basite indirgiyerek anlatmaya çalışacağım. Diyelim ki ben, karakterimi son seviye olan 60. seviyeye kadar oynadım ve son seviyeye ulaştım. Benim bu seviyedeyken sandıklardan ve bosslardan alabileceğim item droplarının maksimum gear score'u 500 oluyor ve şu anda oyundaki elde edilebilen maksimum gear score 625. Peki ben 550-570-590 gibi gear score'a sahip itemleri nasıl elde edeceğim? Bunun cevabı maalesef ki 400 saat boyunca hep aynı sandıkları açıp, aynı canavarları kesip, aynı bossları alt etmek hem de yüksek gear score'a sahip iyi statlı ve iyi perkli bir itemin günlerce pazarda kalması hatta alıcı bulamaması için. Watermark sistemi benim herhangi bir MMO'da gördüğüm en anlamsız ve gereksiz sistem. Hele ki oyuna yeni başlayan birisi için bu sistemin sadece bir kabus olduğunu düşünüyorum ve sırf item watermarkları yükselsin diye oyuna harcadıkları yüzlerce saate acıyorum.

Şimdi gelelim son güncelleme ile birlikte bunu da mı berbat ettiniz dediğim dungeonlara. Oyunda şu anda 6 adet dungeon ve 2 tane de arena var fakat Genesis ve Lazarus dungeonları hariç 60. seviyeye ulaşmış hiç kimse diğer dungeonlara ve ya arenalara girmiyor çünkü buralardan işe yarayacak hiçbir şey çıkmıyor. Şu ana kadar bahsettiklerim zaten ocak ayı güncellemesi olan "Mutators" güncellemesine kadar var olan durumlardı. Mutators güncellemesi ile dungeon keyleri artık faction dükkanlarından cüzi bir miktara alınabiliyor ve bu durum da dungeon keylerinin değerini azaltıyor ve dungeon keylerini craftlamak için gereken ve corruption portalları ile elde edilen "Corrupted Lodestone" adındaki itemin, dolayısıyla corruption portallarının önemi büyük ölçüde azalıyor. Bunun dışında yeni güncelleme ile beraber gelen 625 Gear Score limitine ulaşmak için de ayrıca onlarca saat bu dungeonlarda zaman geçirmek ve iyi bir ekiple kısa sürede dungeonları bitirip ekstra bonustan yararlanmak gerekiyor. Bu da oyunda zaten olmayan PvP'yi tamamen bitiriyor. O değil de zaten olmayan PvP'yi oyuna onlarca saatlik PvE grind ekleyerek PvP'de işe yarayacak olan +600 itemları neden PvE ile elde ediyoruz o da ayrı konu...

New World hakkında bahsedeceğim son olumsuz durum ise farm botları, coin selling ve sunucudaki moderasyon sıkıntıları. Oyun çıktığından beri neredeyse her gün bir tane farm botuna denk geliyorum fakat son zamanlarda oyuncu sayısındaki ciddi düşüş sayesinde farm botları artık daha kolay fark edilebiliyorlar ve sayılarındaki devasa artış gözle görülebiliyor. Bu botlar günün 24 saati haritanın belirli yerlerinde bazı malzemeleri topluyorlar ve sahipleri bu malzemeleri oyun içi pazarlarda satarak coin elde ediyor ve sonrasında bu coinleri gerçek para ile satıyorlar. Şu ana kadar herhangi bir MMO'da coin satışının önüne geçilebildiğine şahit olmadım bu yüzden AGS'yi bununla şuçlamayacağım ama benim şikayet ettiğim durum bu farm botlarının ben dahil sunucumdaki birçok kişi tarafından her gün report edilip hala daha aynı farm botlarını aynı yerde aynı şekilde farm yaparken görmem. Hala daha bir şekilde bu oyunu oynamaya devam eden ve bu işlere bulaşmamış olan herkes bu durumun artık önüne geçilmesini istiyor.

New World hakkında çok fazla olumsuz şeyden bahsettiğimin farkındayım ve biraz daha bunların üzerinde durursam incelemenin çok sıkıcı bir hal alacağını biliyorum fakat işin üzücü kısmı ise bir bu kadar daha aklıma gelen olumsuz durumların halen bulunması ve her geçen gün bu olumsuzlukların sayısının katlanarak artması.

Son olarak; madem bu kadar olumsuz yönleri var bu oyunun, neden 800 küsür saat bu oyunu oynadın? diyenleriniz için, kendi açımdan oyunun olumlu yönlerinden bahsedeyim. Her şeyden önce oyunun dünyası ve harita tasarımı gerçekten bir MMORPG oyunundan beklenmeyecek derecede güzel. Haritanın her bir köşesinde birbirinden güzel manzaralar, yapıtlar ve heykeller bulunmakta ve bunlar bulundukları bölgenin atmosferiyle birleşince ortaya eşsiz güzellikler ortaya çıkarıyorlar. Bunun dışında dungeon tasarımları da hiç fena olmamış. Oyunun genel olarak PvE ve PvP combatındaki skill kullanımı ve vuruş tecrübesi de gayet zevkli ve bir PvP oyuncusu olarak bu durum beni bu kadar oyunda tuttu diyebilirim.

İncelememin sonuna gelirken bahsettiklerimde bir yanlışlık ve ya gözden kaçırdığım şeyler olabilir bunlar için özür dilemek istiyorum. Sonuç olarak özellikle bu saatten sonra 5-10 kişilik hardcore bir arkadaş grubunuz yoksa New World'e asla başlamamanızı hatta yeni bir oyuncuysanız bu serüveni hiç başlamadan bitirmenizi öneriyorum. Her ne kadar pek ihtimal vermesem de AGS'nin bu yanlışlarından bir an evvel dönüp çok geç olmadan New World'ü gerçek potansiyeline ulaştırmasını ümit ediyorum.

Playstation'un efsane exclusive oyunu olan God of War, PC'ye duyurulmasıyla birlikte ben dahil birçok oyuncuyu hem şaşırttı hem de sevindirdi. Oyunun neredeyse her alanda mükemmele yakın işler başardığını zaten biliyoruz bu yüzden uzun uzadıya bu oyunun daha fazla övülmeye ihtiyaç duyduğunu sanmıyorum. God of War'u fiyatından bağımsız olarak değerlendirirsem kesinlikle almanızı ve oynamanızı öneriyorum fakat 4 senelik ve muhtemelen yakın bir zamanda güzel indirimler görmeyecek olan bu oyunun PC fiyatının da bir tık fazla olduğunu kabul ediyorum. Sonuç olarak bir oyuna 329 TL verebiliyorsanız almanızı, veremiyorsanız da indirimleri kovalayıp güzel bir fiyata ulaştığı anda oyunu edinmenizi tavsiye ediyorum.

Bu oyunu tek cümle ile açıklamak gerekirse, Edith ismindeki genç bir kız olarak oynuyoruz ve Finch malikanesinde yaşamış olan aile üyelerinin hayat hikayelerini malikanenin gizli köşelerini keşfederek öğreniyoruz. Kulağa basit bir hikaye anlatımı odaklı bir oyun gibi gelse de What Remains of Edith Finch, hikayesini özgün ve başarılı bir şekilde işliyor ve bu durum onu birkaç adım öne çıkarıyor.

Peki nereden geliyor bu özgünlük ve başarı? Bu sorunun benim için tek bir cevabı var o da bu oyunda bulduğum senaryodaki tutarlılık ve hayal gücü. Oyunda bulunan özellikle çocuk yaşta olan aile üyelerinin hikayeleri işlenirken o kişilerin yaşlarına uygun bir şekilde hayat hikayelerinin işlenmesi benim bu oyunda beğendiğim güzel bir detay oldu. Mesela ailenin bir üyesi olan Molly adındaki küçük kızın hikayesinde onun hayal dünyasında bir kedi oluyorken, ailenin yaşça daha büyük bireylerinde biraz daha sonuç odaklı ve olgun hikayelerin işlenmesinin birçok kişinin gözünden kaçabilecek küçük ama önemli bir detay olduğunu düşünüyorum.

Bunun dışında oyunun görselliği, müzikleri ve sunum tarzı da ortalamanın bayağı bir üzerinde ve her şeyden önemlisi hepsi bir uyum içerisinde. Sonuç olarak bir video oyunundan öte bir sanat eseri olarak gönül rahatlığıyla nitelendirebileceğim What Remains of Edith Finch benim için vermek istediğini her alanda verebilmiş bir yapım oldu. Kısa ama öz ve bunun yanında kaliteli bir oyun arıyorsanız kesinlikle bir şans vermenizi öneririm.

8,5/10

Florence, bir ilişki hikayesini ufak bulmacalarla, huzur verici müziklerle ve güzel bir sanat tasarımıyla sunan bir oyun. Bunun dışında oyunun vermek istediği ana fikir de gayet hoşuma gitti. Eğer kısa süreli ve huzur dolu bir oyun arıyorsanız denemenizi öneririm.

Oyunda geçirdiğim onlarca saatin, oluşturduğum 5 farklı karakterin ve oyunu tamamen 4 kez bitirmemin ardından bu oyun hakkında bir inceleme yazmaya karar verdim. Öncelikle Dark Souls 3 benim souls oyunlarına karşı duyduğum zorluk korkumu kırmamı ve günümüz oyun sektörünün bir kısmının neden bu oyunları örnek aldığını daha iyi kavramamı sağladı. Oynadığım ilk souls oyunu olmakla beraber souls oyunlarına farkında olmadan bu oyundan başladığıma memnunum. Oyun, elbette şu ana kadar çıkmış en zor oyunlardan biri fakat diğer souls oyunlarına kıyasla bir tık daha insaflı olduğu için seriye daha elini sürmemiş arkadaşlara bu oyundan başlamalarını tavsiye edebilirim. Bunun dışında oyunu genel hatlarıyla ele alacak olursak içinde bulundurduğu ek paketler dahil 25 adet boss'dan sadece birkaçının dizaynı eksik veya kötü diyebilirim. Oyundaki düşman, büyü ve silah çeşitliliği beni her daim memnun etti. Öyle ki yüzü aşkın saatin ardından daha denemediğim silahlar bulunuyor. Oyunun hikaye kısmını ele alacak olursak da oyunu oynarken özellikle ilk oynayışta NPC'lerin kim olduğunu, neden bosslarla savaştığınızı hatta ne için bu oyunu oynadığınızı bile anlamayabilirsiniz. Her ne kadar bu durum bir sorunmuş gibi gözükse de benim açımdan asla bir sorun olmadı. Nedeni de oyunun oynayış süresinin boş görevlerle ve diyaloglarla uzatılacağına ve boşa emek sarf edileceğine oyunun arka plandaki lore'unu daha ayrıntılı ve zekice hale getirmek her türlü bu oyuna daha çok yakışmış. Haritada gördüğünüz ufak bir heykelin, belirli bir bölgede bulunan yaratıkların hatta spesifik bir yere konulmuş bir eşyanın bile arka planda bir önemi ve göndermesi mevcut. İncelememin sonuna gelirken bahsetmeden geçemeyeceğim bir konu daha var o da bu oyunun oyuncu topluluğu. Dark Souls topluluğu şu ana kadar gördüğüm belki de en saygılı ve yardımsever topluluk olabilir. Oyununuzu oynarken sizin dünyanıza PvP için gelen random bir oyuncu size daima selam verir ve hatta gönlünden kopan birkaç eşyayı size bırakır. Bunun dışında oyunu öğrenme ve kavrama aşamamda aklıma takılan herhangi bir soruyu topluluğa sorduğumda öyle ya da böyle aradığım cevabı bulabildim. Uzun lafın kısası bu oyunun indirim döneminde alınması gereken ve bitirilmese dahi kesinlikle bir şans verilmesi gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum.

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2794187879

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2800074413

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2795411572