8
Products
reviewed
2639
Products
in account

Recent reviews by al-ozaria

Showing 1-8 of 8 entries
399 people found this review helpful
17 people found this review funny
4
3
2
13
0.4 hrs on record
Early Access Review
CEHENNEME GİDEN, ARKADAŞINI ÇOK SEVERMİŞ!

Selam; her şey bir yana oyunu almayı düşünen arkadaşlara, bu oyunun Türkiye fiyatı 25 tl idi. Türkiye için ideal olması gereken fiyatta budur.

Oyunun şu anki fiyatına yükselmesinin sebebi vay efendim ben steamden kalkmadan önce oyunu 2019'da 100 liradan 80 liradan aldım nasıl şimdi 25 liraya düşürürsünüz, ben aldım herkes o fiyatlardan almalı, tekrar fiyatı arttırana kadar incelemem negatiftir diye ağlayanlardandır ve beğeni yağdı o incelemelere. Çünkü az boz da değil bunların sayısı. Resmen oyunu almış Türk oyuncular tarafından linç yağdı fiyatı arttırılsın diye! (Toplumumuzun yozlaşmış özelliklerinden)

Ne geliştirici ne başkası dolar hikayesi anlatmasın boş yere. İstatistik veri okumayı bilen tarih/fiyat kıyaslaması yapabilir. Aslında diğer oyunlarda da kimse dolar arttı fiyatlar artacak borazanlığı yapmamalı ya... Bu oyun harici bizde bazı oyunların çıktıktan sonra fiyatının artmasının sebebi dolar arttı diye değil, dolar artacak diye altına hücum mantığı ile ilgililerin dikkatini çekecek kadar fazla bir şekilde birden oluşan talep ve oyunların satılmasındandır. 2 Kasım 2020'de de böyle oldu. 13 Ağustos 2018'de de böyle oldu. Hatta Forza 4 gibi nice oyunda dolar artacak diye erkenden alıp, fiyatı artmayıp indirime girince üzülenler var.

O sebepledir ki SteamDb'nin de gösterdiği üzere Arjantin gibi (Dünyanın en değerli para birimine (!!!!) sahip) ülkelerde fiyatlar sabitken Türkiye'ye özel artışlar görüyoruz. Dolar arttı diye değil, Türkiye insanına özel panik alış ve talep meselesinden...

Bende onların aksine fiyatı düşürülsün ve yeni Türk oyuncularda bu oyunu alabilsin diye fiyat politikasını eleştiriyor, oyun fiyatı 25 tl'ye inene kadar eksi yorum bırakıyorum. Takdiri aklı başında, piyasa okumasını bilen, saf çıkarcı ve ben merkezli olmayan Türk oyuncularına bırakıyorum.


*Edit: O incelemelerden sonra, indirimsiz fiyatı sadece 3-5 günde 25 tl'den 84'tl'ye Türkiye'ye özel yükselten oyun yapımcılarına; verilerle, istatistik ve tarihlerle konuştum. SteamDb'de orada duruyor. Kaç ay oldu şunu yazalı! Ayrıca ne kadar destek veren aklı başında oyuncular da oldu (SAĞ OLSUNLAR), ama hala bir icraat yok.

Şu dakikadan sonra oyun Battleborn, Maelstrom, XERA: Survival ...ve daha niceleri gibi belli bir ücretten çıkıp, oyun eskiyip, oyuncu sayısı iyice düşüp, oyun çaptan düştükten sonra beleş yapsanız dahi ne oynarım ne de artık kimseye tavsiye ederim.


Diğer incelemelerime "buradan" ulaşabilirsiniz.
Posted January 15, 2022. Last edited April 1, 2022.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
148 people found this review helpful
17 people found this review funny
28.2 hrs on record (27.0 hrs at review time)
ENCHELIOPHIS

Ne demek? : Kayışsılar sınıfında bir tür inci balığı olan zatı muhteremdir. Başlıca özelliği hayatta kalmak için, başta barınak ve korunma namına; "deniz hıyarı" denen şeklen de hıyara benzeyen gariban canlıların g*tünde! :( yaşamalarıdır. ( Teşbihte hata olmaz, küfürbaz bir insan değilim, şurada kabaca bilimsel konuşuyoruz. :) )

Ekseriyetle mesken tuttukları yerde! dururlar arada söz konusu delikten kafalarını çıkarıp baksalar da sakat bir durumda tekrar o deliğe geri dönerler. :) İşte Steam'in en çok oynanan oyununun %35'le "çoğunlukla olumsuz" incelemeye düşmesinin sebebi de bu balıklardır. ( Aynı zamanda oyunun eksi yönleridirler. ) Kimdir bu balıklar?

Şimdi tahmin edebiliyorum deli sorular; -balıktan bize ne, -burası PUBG sayfası değil mi, -National Geographic'e mi geldik, -ne alaka, -bu ne biçim giriş, sen kimsin, ben kimim, neredeyim ben, ... :o Hiç panik yapmayın doğru yerdesiniz. :)

Bu balıklar olumlu ya da olumsuz inceleme yazanlar değil veya oyun içinde gizlenerek (oyunun doğası bu) oynayanlar hiç değil.

1.) Yapımcılar:

- "Host closed the connection." !! 'lara bir çözüm bulamadıkları için, (nette sorun yokken birde ne hikmetse hep ters zamanlarda oluyor(!))
- Bu kadar tepkiye rağmen optimizasyon sorununu düzeltmedikleri için,
- Buglara yönelik ve ihtiyaç duyulan yamalardan ziyade oyuncunun cebindeki parasını almaya yönelik yamalara öncelik verdikleri için,
- Hile almış başını gitmişken bu konuda, oyun satış rakamları ile cepleri dolduğundan umursamaz davrandıkları için,
vaatler vaatler geliyor iş icraata geldiğinde o deliğe geri dönülüyor.

2.) Hileciler:

-Yaklaşık her 100 kişiden 1 kişinin kazandığı bu kadar rekabete dayalı bir oyunda tam 17 gün önce hileden 322 000 kişi banladı! Oyunun resmi anti hile şirketi BattleEye'nin verilerine göre. Hesapları doğruysa %1 ila %3'e denk geliyormuş. Ancak bu övünülecek bir şey değil. Ki bunlar bir şekilde reportla ya da fonda çalışan programlarla takılanlar. Emin olun sayıları bitmedi artarak devam ediyor. Zaten 100 kişide aim, wall, speedhack vb. kullanan sadece 3 kişi olsa dahi şansınız kalmıyor!

-Oyun Cs'ye benzemediği için hilecileri tespitte o kadar kolay değil, ekseriyetle kim vurduya gidiyorsunuz. Kullananlarda genelde aptal olmadığından ellerinden geldiğince şu inci balığı gibi bir g*t deliğine :) saklanıp herkesi uzaklardan tespit edip harcadıkları için reportlamak da kolay değil bu karaktersiz insanları. İlk inanmıyorsunuz, ya da 70 tl verdiğiniz oyuna toz konduramıyorsunuz. "70 lira verdim la buna :O hile olamaz bunda olmamalı muhakkak bir sebebi olmalı, şanstır, iyi oyuncudur" diye avutuyorsunuz kendinizi. Her sakallı dedeniz olmadığı gibi acı gerçek, abudik gubudik ölümlerinizin tümünün de artık "7.8. hissi yoksa prof olsa yapamaz" dediğiniz iyi oyunculardan gelmediğini anlıyorsunuz. Düşünün millet şans pıtırcığı da bir siz mi Ofsayt Osman'sınız. :D

Örnekle açıklarsak; dakikalar sonra gelip hiç görmeden, hiç duymadan; 20-25 camlı birçok odalı bir evin içine hiç girmeden, siz hiç bakmadığınız, önünden geçmediğiniz tek camı bulunan küçük odasındayken içeriye tek nokta atış doğru camdan bomba gelmesi gibi !!!! yuh, ohaa, çüşşş, vb. eliyle koymuş gibi rakipleri bulup indirme olaylarına direk ölerek ya da ölmeden şahit olduğunuzda diyecek söz kalmıyor. :( Bunun gibi çok anı sayarım uzamasın...

3.) Balon Reklamlar ve Fanatikler:

-Ahanın da geldik; en has deniz hıyarlarının g*tünde yaşayan inci balıklarına. Gerçi bu noktada "Encheliophis"' lere bile hakaret etmiş oluyoruz. Öhöm.. Zaten balığa laf yok onun yaşam tarzı bu saygı duyuyoruz. Herkes 12 -14 yaşlarında oldu, ancak bazı şeylerin yaşla alakalı olduğunu düşünmüyorum o yüzden herhangi bir yaş grubu üstüne alınmasın.
Bunlar öyle bir zihniyet ki:
* Tüm olumsuz incelemeleri açıp okumadan direk eksiler laf atarlar, cevap veremedikleri noktada küfür ederler,
* Onlara göre misal takım tutar gibi tutukları oyunun min. sistem gereksinimi 1060 olsa dahi 1060'ın altında sistemi olan zaten yaşamamalıdır.
* Bu şahıslara; delillerle, istatistiklerle ortaya koysanız dahi hileci yok iyi oyuncu vardır. Olumsuz yorum yapan herkeste ya noob'dur ya sistemi tü-kaka eziktir.
* Oyun ne kadar erken erişimde kalırsa kalsın bu süreçte yapılan hatalar ne kadar büyük olursa olsun her şey mubahtır.
* Oyun sözde ekonomisi ile parasını çıkartır, yalandır. 28 saat oyunla satılan kasa ile 23 TL geldi ki sırf oyuna hadi bir şans daha vereyim alışılırla geçen süre. Yoksa "alırım çıkarır" diye bu sebeple sıkıntılı bir oyun oynanmaz. Zaten o methettikleri kasaların fiyatı da baş aşağı düşüyor. (steam pazarından bakabilirsiniz)
* Kimi yayıncılarda ekmek teknesi gördükleri bu oyuna ne olursa olsun toz kondurmaz, baktı seyirci geliyor övdükçe över, reklamını yaptıkça yapar. Ama ne hikmetse oran %35 olmuş bunlardan oyun hakkında tek kelime negatif yorum duyamazsınız. Negatiflik söz konusu olduğunda bu Encheliophis'ler deniz hıyarlarının müsait yerine geri dönerler. Aman alıcı uyanmasın, umrunda mı oyun ne kadar kötü olursa olsun izleniyorsa o da para kazanıyorsa mesele yok. Bu yüzden o tip yayıncıları da bu gruba ekliyorum.
* Oyunun gelişmesini isteyen insan eleştiriden çekinmez, yapımcıyı geliştirmeye yöneltir. Bu tipler aslında oyuna en çok zararı verenlerdendir. Sanmayın ki o kaa para verdiğim oyuna bu incelemeyi mutlu mutlu yazdım. Polyannacılık oynamaya gerek yok!

SÖZÜN ÖZÜ

Arkadaşlar kimse para verip de, aldığı şeyi över gibi kolay kolay kötülemez. Çünkü karşıdan "sağ olasın sen yapmışın bir yanlış bana da engel oldun"’un yanında, "Hahaha, ya oh be millet o kaa para vermiş aldıkları şeye bak çk çk yazık olmuş hepsine; iyiki de almamışım" tepkisi de gelir. O yüzden incelemeleri oyuncu sayılarına kanmadan objektif okuyun.

Daha fazla uzatmak istemediğimden görece küçük bazı olumsuzluklara hiç değinmedim bile. Ne hikmetse "abcd123456" tarzı nickli (ya da bunun Çincesi!), levelsiz, arkadaşsız, tek ya da iki oyunlu (o da genelde PUBG-CSGO), ama steam pazarı kurdu(!) kimisi Vaclı sayısız hesap olması gibi. Alış-veriş ile içli dışlıysanız steam pazardan teyit edebilirsiniz.

Ya işte bir zamanlar güzelim oyunun ( ben aldığımda %73 lerdeydi buralar ) geldiği son nokta budur. Bu kadar Encheliophis'in olduğu yerde deniz hıyarına dönmüş oyundan hayır gelmez arkadaşlar uzak durun. Zaten oyun geren bir oyun. Bu şartlarla da birleşince sinir hastası yapar adamı. Çoğunluğun oynuyor oluşuna da hiiiiiiiiiiiiiiiiiiiç bakmayın ki biliyorum bu kadar emek verip yazmama da okumadan haksız eleştiriler, nice - repler gelecektir. Ancak göze aldım yeterki birkaç oyun severe katkım olsun o bana yeter. Tekrar diyorum 2 000 000 oyuncusu da olsa OYUN KÖTÜ.

Bütün papazlar dünyanın "sabit" olduğuna inanırken ve bunu şiddetle savunurken Galile dünyanın hem kendi etrafında, hem de güneş etrafında döndüğünü söyleyerek onları yalancılıkla itham etmiştir. Kilise geri adım atmak yerine Galile'yi hasım edinmiş ve onu Hıristiyanlık inancına gölge düşürmekle suçlamıştır. Tutuklanıp ölüme mahkum edilmiştir. Ama zorla ‘Dünya dönmüyor!’ deyip tövbekar (!) olunca ölüm cezası ev hapsine dönüştürülmüştür. Sonuç olarak çevresine dediği aynı zamanda gerçeğin ta kendisi olan ise

‘HER ŞEYE RAĞMEN DÜNYA DÖNÜYOR!’


( * Diğer incelemelerime "buradan" ulaşabilirsiniz. )
Posted October 29, 2017. Last edited March 23, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
146 people found this review helpful
131 people found this review funny
51.0 hrs on record (50.4 hrs at review time)
NORTHGARD TARİFİ

Malzemeler
- 4 adet Age of Empires/Mythology (içi) sarısı
- 2 su bardağı Settlers şekeri
- 4 su bardağı (RTS) gerçek zamanlı strateji unu
- 1/4 su bardağı C&C Red Alert - Generals serisi tozu
- 1 paket pastel renk paleti için; yenilebilir İskandinav menşeli, meyveli pastel boya
- 3 yemek kaşığı Banished marka, hayatta kalma tuzu
- 3 tatlı kaşığı (maneviyat için) RPG yağı

Tarifi

Ana Tema harcı için:
- Oda ısısındaki Age of'ları, Settlers şekerleri ile birlikte çırpın.
- RTS ununu ekleyip çırpın ki strateji gerçek zamanlı olsun, devam edin.
- Cultures, Valahalla Hills, Rise of Nations, Stronghold birazda çoklu oyun modları için Red Alert ve Command&Conquer Generals ekleyip karıştırın.
- Biraz da, iman gücü için RPG yağı ile yağlanmış, Age of Mythology vitaminli, bol RTS unlu yuvarlak kek kalıbına döküp önceden ısıtılmış 180 derece fırında pişirin.
(Piştikten sonra halkın içinden ununuza şefkat gösterin.
* Açsalar besleyin, tarlalar, balıkçılar, gerekirse Agora meyhaneleri, birahaneler yapın hem meslekleri olur, moralleri yükselir, boş durup depresyona girmezler.
* Yakacak odunlar depolayın üşümesinler,
* Taş toplayın evler yapın, geceler için mesir macunuda verdiniz mi popülasyon Hindistan, :P
* Dini mekanlara gönderin, maneviyatları artsın, Age of Mythology deki gibi başarıya giden yol doğru zamanda doğru tanrıya yatırım yapmaktan geçiyor.
* Eğitim şart, ilme önem verin; kimi Civilization serisine benzetmiş ama, Total War serisindeki gibi aynı anda tek bir gelişim alabiliyorsunuz. Doğru zamanda ihtiyacınız olan doğru gelişimi seçmek önemli. Ana binanızın da tez vakitte, çağ/levelini atlatmayı unutmayın.
* Metal toplayın, sonra birde hardda iseniz piçin önde gideni sağlam bir yapay zekaya karşı ordunuzu kurun, (Kurt klanında Berserk diye bir amca varki boz ayıları küreknen kovalıyor o derece :( )
* Şiddetleri ve uzunlukları değişken depremlere (Japonya halt etmiş), birden açılan ve içinden ne idiğü belirsiz gudubet gudubet yaratıklar çıkan yaratık portallarına dikkat edin. :(
* Adada her bir bölgede farklı türde kaynak olduğunu göz önünde bulundurarak; yayılmanızı stratejik olarak hesaplayın. Yanlış bir adımda mal gibi ortada kalmak kaçınılmaz. :D
* Ne oldum değil ne olacağım deyin. Bunların hepsi harç için. :) )
-------------------------------------------------------------

Görüntü ve Grafik sosu için:
Yeşil ve mavinin hakim olduğu pastel tonlardaki meyveleri daha tatlı ve iç açıcı bir görünüm elde etmek için tencereye atıp karıştırarak pişirin. Böylece 4 mevsimi doya doya yaşarsınız.

Ağustos Böceği ile Karınca hikayesi misali: Sonbaharda bolluğun tadını çıkarırken, depolarınıza malzemeyi bol koyun ki, kışın tipide yağan karda, göz gözü görmez olup yakacak odununuz kalmayıp; aç, açıkta insanlarınızın götü bile donup ölmesinler :( . (Hatta yapay zeka denen mikrop ekseriyet böle zamanlarda saldırır.)
-------------------------------------------------------------

Ses ve Müzik kreması için:
-Vikings, The Last Kingdoms dizi müzkileri esintili, davullu yer yer rahatlatıcı çikolatayı ekleyip krem şanti ve soğuk süt ile eriyene kadar karıştırın.
-------------------------------------------------------------

Oynanış Kek şekli olarak: Keki enine ikiye kesin.
İki katın birincisi Age of & Settlers serisi strateji, ikinci katı Paradox simülasyonları (EU4-CK2) olarak düşünürsek oranlamayı % 95 birinci katın büyüklüğü olacak şekilde kesin. (Sizi yormaz, genel işleyişi basit, çok kolay adapte olup Northgard'dan zevk almaya başlıyorsunuz.)

İki katın arasına herbiri Game of Thrones daki gibi sembolize edilen ve ayrı özellikleri olan kurt, koyun, kuzgun, geyik, ayı (daha eklenecek) seçilebilir ırklarını ekleyin. (Hepsinin birbirine göre avantajları dez avantajları olduğundan illaki hepsini tatmanız lazım.)
-------------------------------------------------------------

Tek - Çok kişilik servis için: 1; 1vs1; 2vs2; 2vs2vs2; 3vs3 6 kişiye kadar multi destekli, co-op çok oyunculu seçenekleri ile:

Diğer keki yerleştirip kalan çikolatalı kremanın bir kısmını yayın. Kalan kremayı krema sıkma torbasına doldurup dekoratif bir şekilde sıkınki:

Age of ve C&C serisine benzer

-Domination ( Karşı tarafı öteki tarafa yollama)
-Wisdom (iman gücü)
-Fame = Hollywood
-Trade (money talk)
yahut map speacial (wonder vari)

hem tekli hemli çoklu oyunda seçilebilir bu 5 çeşit modun tamamının zevkini alabilesiniz. (camping kısmı yolda, sekmesi bile eklendi ama deactive)

Bu muazzam kuzey mitolojili pastanızı çikolata parçacıklarıyla süsleyip servis yapın. İster tek başınıza ister 6 kişiye kadar tadını çıkarabilirsiniz.
-------------------------------------------------------------


Oyunun en orjinal (belki tek orjinal) yanı her şeyden bir şey alıp, bu herbir şeyi birbiri ile optimum seviyede uyumlu sunabiliyor olması.(Bu nası bir cümle böle :D) Bu yazdığım olumsuz algılanmasın hoş olmuş gerçekten. Hatta aklımda tarifi Çikolatalı Pasta değilde, Aşure :P üzerinden yazmak vardı. Ancak hangi oyundan ne aldığını tek tek tarif etsem, yazı bunun iki katı uzardı ve çok spoiler içerik olurdu. Gelişme aşamasında olduğundan içerik hala yeteri kadar değil ama emin olun doyurur.

Özetle "Aşure" gibi oyun. Sıcak tüketiniz. Afiyet olsun. :) 10/8


( * Diğer incelemelerime "buradan" ulaşabilirsiniz. )
Posted July 25, 2017. Last edited June 24, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
90 people found this review helpful
1 person found this review funny
73.8 hrs on record (73.0 hrs at review time)
İnsan psikolojisinin belirli kalıpları yok ki kutulara koyalım;
dedikten sonra oyunu anlamak için şu soruyu soralım.

Yalnızlık Nedir? >>> (TDK) Yalnız olma durumu, kimsesizlik. Issızlık, tenhalık.

Sözlükte böyle; yanlış mıdır? Hayır. Bazen özlenir, çoğunlukla istenmez ve korkulur. Peki acaba:
Her insan soruyor mu kendine,
gerçekte yalnızlık nedir diye.

Sekiz milyar insan olsa sekiz milyar cevabı olur bu sorunun. Anlatmak istediğim tanımlarda sade kelimeler bize kalıp ifadeleri verir. O kalıpların içini ayrı ayrı dolduran her insanın kendi yaşanmışlarıdır. İşte The Long Dark bu noktada devreye giriyor. Hayatta kalmak için çıktığınız zorlu yolculukta size; sizden başka insanın olmadığı atmosferinde, gerçek hayatta karşılaşamayacağınız bir ortamda deneyim sunuyor. Her karşılaştığınız zorluktan sonra hayatta kaldığınızda da mutluluk hissi veriyor.
Doktor Reçetesi Şeklinde İncelersek:

"THE LONG DARK NEDEN OYNANMALI?"

- Konusu ve kurgusu ile sizi buz gibi bir dünyaya çeken,
- Yerinde ve gerçekçi sesleri, az ama öz ara müzikleri ile sessizliği ön plana çıkaran,
- Birinci şahıs kamera bakış açısından, kartpostallara taş çıkaran dünyasını, kendine has grafikleri ile ortaya koyan,
- Oldukça geniş haritası, çeşitli zorluk dereceleri ve Türkçe dil desteği ile kendini fazla tekrarlamayan uzun bir oynanışa sahip olan,
- Fantezi dünyasından uzak, tadında aksiyonu ile hakiki bir hayatta kalma oyunudur; The Long Dark.

Sözlükte kimsesizliğin, yalnızlığın anlamı belli kalıpta verilmiş doğal olarak. İşte oyun da diyor ki, yalnızlık bu kadar basit mi? "Yalnızlığımı aldım da geldim, kendine güvenin varsa hadi oyna!"

Oyunu oynamadan fikir sahibi olmak isteyenlere değerli şair Kemalettin Kamu'nun "Kimsesizlik" şiirini öneriyorum.

"Yıllardır ki bir kılıcım kapalı kında,
Kimsesizlik dört yanımda bir duvar gibi;
Muzdaribim bu duvarın dış tarafında,
Şefkatine inandığım biri var gibi.

Sanıyorum saçlarımı okşuyor bir el,
Kıpırdamak istemiyor göz kapaklarım;
Yan odadan bir ince ses diyor gibi gel!
Ve hakikat bırakıyor hülyamı yarım.

Gözlerimde parıltısı bakır bir tasın,
Kulaklarım komşuların ayak sesinde;
Varsın yine bir yudum su veren olmasın,
Baş ucumda biri bana 'su yok' desin de! "

10/8 İyi oyunlar...

( * Diğer incelemelerime "buradan" ulaşabilirsiniz. )
Posted April 1, 2016. Last edited March 23, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
213 people found this review helpful
36 people found this review funny
247.6 hrs on record (243.8 hrs at review time)
Hiçliğin ortasında tek seçenek olup tercih edilmemek nasıldır bilir misiniz?

Bu nasıl saçma bir giriştir sorusunu duyar gibiyim. Normalde oyunlar incelenirken oynanabilirliğinden, grafiğinden, ses ve müziklerinden, konu-atmosfer ve içeriğinden dem vurulur. Ancak elimizde öyle anormal bir oyun var ki tek tek değinip laf kalabalığı yapmadan garanti veriyorum yukarıda bahsettiğim unsurların her biri sizden yüksek not alacak kadar iyi bir noktada. Bu yüzden doğru soru şu olmalı:

SKYRIM NEDEN OYNANMALI ?

Dışarıdan bakan için ana hatlarıyla:
-Alanında duayen olmuş Bethesda firmasının çıkalı epey olmuş,
-büyüleyici müzikleri ile beraber size açık dünya oynanışı sunan,
-kaliteli DLC ve zengin içerikli atölye öğeleri bulunan,
-hem FPS hem TPS olarak tek kişi oynanabilen,
-fantastik orta çağ atmosferinde, geniş ve sürükleyici konulu,
-RPG aksiyon bir serinin devamı olup ilk 4'ü oynanmadan da başlandığında saran; oyunudur Skyrim.

Şu iki kısa paragrafta oyun için her şeyi aslında özetlemiş gibi duruyoruz ama durum öyle değil. Bu dediklerimiz yolda gördüğümüz güzel bir kıza içimizden güzel demekten, gördüğümüz güneşe güneş, yağmura yağmur demekten öte bir durum değil.

Kış güneşi, yaz yağmuru birbirine benzer. Ne ıslatır ne ısıtır, ama güneştir ama yağmurdur kabul. Ama gerçekten gören için yazın sıcağında bir nefes serinlik, kışın soğuğunda iç açan bir anlık aydınlıktır. Yolda gördüğünüz o güzelliğin de eğer tanıma fırsatınız olursa; baktığınız bir portreden ziyade denizdeki buz dağı misali, sizi Titanik gibi batıracak ya da her yerin su olupta içecek bir damlanın olmadığı bir ortamda sizi hayatta tutacak bir içim su zenginliğinde derinliğe sahip olduğunu fark edersiniz. Çok fazla sistem gereksinimine gerekte yok gören iki göz yeter.

Hala ne alaka demeyin 10 000 oyun sayısına doğru giden Steam mağazasında birçok güzel nadide oyun var. Ancak başka oyunlarda geçiremeyeceğiniz farklılıkta saatler vadeden BİR oyundur Skyrim. Evet zevkler ve renkler tartışılmaz ama sadece ön yargılarınızdan sıyrılın. Çünkü yazın yağan yağmur, kışın açan güneş gibi, çoğu güzelliğin arkasında olmayan, güzelliğin arkasındaki derinlik gibi nadidedir Skyrim. Bunu da yukarıda doktor reçetesi gibi maddeler halinde saydığım unsurların birleşimini mükemmel işleyerek sağlar.

İşte bu noktada, bu oyunun seviyesinde başka bir oyun yani eşi-benzeri yoktur. Eğer bu yoklukta Skyrim'e bir şans vermiyorsanız hiçliğin ortasındaki tek seçeneği görmezden geliyorsunuzdur. Yazık!

(Bu inceleme RPG sevmeyen benim; yani türe yabancı bir RTS - TBS strateji oyuncusu tarafından; oyun 246 saat oynandıktan sonra yazılmıştır.)

10/10

( * Diğer incelemelerime "buradan" ulaşabilirsiniz. )
Posted August 21, 2015. Last edited June 24, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
44 people found this review helpful
5 people found this review funny
229.2 hrs on record (220.6 hrs at review time)
DON'T STARVE TOGETHER; kendine has tarzı ile hayatta kalma deneyimini arkadaşlarınızla orjinal bir şekilde tecrübe etmenizi sağlıyor.

OYNANABİLİRLİK ve TÜR; açısından hayatta kalma tarzı oyun her ne kadar bol olsa da, DSTogether birbirinin kopyası oyun çöplüğünden farklılıkları ile sıyrılmayı başarıyor. Mevsim ve gün döngüsü, mekanlardaki farklı doğa ve tabiat koşulları, bu koşullara göre değişiklik gösteren bir çok dost-düşman karakterler, çeşitli eşya ve bunlarla etkileşimin bolluğu sayesinde oyun sıkılmadan oldukça uzun bir oynanabilirlik sunuyor.

Tüm bu zengin içeriğinin yanında atölye öğeleri ile daha da zenginleşen oyuna Türkçe yamadan, oynanabilir farklı karakterlere kadar birçok ekleme yapabiliyorsunuz.

Özellikle multiplayer co-op olarak oynandığında oyundan aldığınız zevk katbekat artıyorki Together'ı diğer single player oyundan ayıran temel nokta da bu zaten. ;) Birde birlikte oynadığınız arkadaşınız kafa denginiz ise; iş bölümü, toplayıcılık, avcılık, inşaat, görevler, craft vb. durumların üstesinden gelirken zamanın nasıl akıp gittiğini anlamıyorsunuz. Oyuncu kitlesi olarakta baya Türk var ve genel itibari ile CSGO'dan daha seviyeli. (70 saatte bir kere küfreden veya argo konuşana denk gelmedim.)

Oyun menüsü ve oynanışa etkisine değinecek olursak tamamen oyuncu dostu olduğu söylenebilir. Kurulan haritadaki materyallerin bulunabilirliğinden, mevsim seçimlerine, gece-gündüz seçimlerine ve bunların zamansal uzunluğuna kadar her şey sizin inisiyatifinizde. Ayrıca seçilen her karakterin özelliklerine göre + ve - yönleri olduğunu da belirtmek gerek.

SES ve MÜZİKLER; açısından oldukça gotik, hafif bohem, hafif emo, hafif şirin, hafif gizemli tarzı ile damağınızda bir Beter Böcek ya da Ölü Gelin izlemişçesine buram buram Tim Burton kokan bir tad bırakıyor. Kesinlikle sıkmıyor, kulağı tırmalamıyor ya da yormuyor bu da oyun sürenizi baltalamıyor. Ancak bir Harry Potter veya Skyrim'in büyülü güzel fon müziklerini beklemeyin, olsa tadından yenmezdi zaten.

GRAFİK ve MEKANLAR noktasında zaten sürekli güncelleme gelen oyunda bug-hata yok gibi. Çıkış yapalı uzun süre olmasına rağmen hala oyunla ilgileniliyor oluşu ve güncellenişi güzel bir ayrıntı. Oyun yukarıdan kuş bakışı, bakış açısına sahip olmasına rağmen; atmosfer birçok FPS ve +TPS tarzda survivor oyununa göre daha çok içine çekiyor ve sarıyor.

Oynadığınızda göreceğiniz diğer bir nokta, oyunun grafikleri ve mekanları, ses ve müzikler gibi sanki Tim Burton filmi yapımcılarının elinden çıkmış gibi duruyor. Karakterlerin kıyafetlerine kadar yansımış bu durum.

Co-op oynadığınızda ayrı tat veren bu atmosfer, yalnız oynadığınızda Samuel Taylor Coleridge'nin Yaşlı Gemicisini okurmuşçasına bir yalnızlık hissi veriyor. Zaten survivor oyunlarında yalnızlık ve terk edilmişlik hissinin önemli olduğunu düşünürsek, DSTogether atmosfer olarak özetle başarılı bir duruş sergiliyor.

Son söz olarak aşağıdakilerden biri

Oyun olarak; oyunların rengi olsa bu oyun siyah, beyaz, kırmızı olurdu;
Ortam olarak; Batman'in Gotham şehrindeki gotik ortamı;
Film olarak; Harry Potter Serisi veya The Crow veya / Beter Böcek, Edward Makas Eller, Alice Harikalar Diyarında, Ölü Gelin... vb. Tim Burton filmleri;
Şarkı olarak; Şebnem Ferah, Teoman, Evanescence tarzı;
Kitap olarak; Agatha Christie'den "Ölüm Sessiz Geldi, Köşkteki Esrar, Cesetler Ağlamaz, On Küçük Zenci, Doğu Ekspresi'nde Cinayet,... tarzı;

zevkinize hitap ediyorsa bu oyunu alın. ;)

10/9

( O biri aralıksız çok uzun oynayınca bohemik zombi moda bağlıyorsunuz ondan kırdım. Buna parası yetmeyen arkadaşlar için Cahit Sıtkı'dan 35 Yaş şiirini tavsiye ederim o da aynı tadı veriyor demedi demeyin.)

İyi oyunlar ;)
( * Diğer incelemelerime "buradan" ulaşabilirsiniz. )
Posted July 24, 2015. Last edited June 24, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
185 people found this review helpful
52 people found this review funny
35.9 hrs on record (35.3 hrs at review time)
Oyunun: TÜRÜ, GRAFİĞİ, SESİ ve YAPAY ZEKASI ile ilgili: Borderlands 1 ve 2'yi farklı platformlarda birkaç kez tüm dlc'leri ile bitirmiş serinin takipçisi olarak diyebilirim ki "Borderlands: The Pre-Sequel":
Onbilerden olumlu yorum almış, klasik Borderlands çizgisinde ve kalitesinde aynen devam ediyor. Bu sebeple üzerilerinde fazla konuşmaya gerek yok. Oyun artıları bu 4 noktada topluyor. Ancak oyunun eksi yönleri ve sıkıntıları 5. noktada karşımıza çıkıyor.

OYNANABİLİRLİK
Borderlands: The Pre-Sequel'i kendi içinde inceleyecek olursak:

1-) Seriye yenilik katmasada kötü değil kendini ilk seferinde oynatıyor. Büyük ihtimal oyunu bir kere bitirirsiniz zevkli bir 40 - 50 saatiniz geçer ancak fazlasını beklemeyin kendini ikinci kere oynatmaz. Oyun bittiğinde geriye antep fıstıklı çikolata yemişcesine bir tat kalmıyor yani "lan biraz daha olsa yerdim ha" diyemiyosunuz maalesef. :(

2-) Oyun her şeyiyle önceki oyunların tıpkısının aynısı olsada Halide Edip'in romanları gibi bazen 61. sayfadan 62. sayfaya ufflaya pufflaya geçiyorsunuz ya da geçemiyosunuz (zorluğundan değil) oyunu saveleyip 3 - 4 gün sonra belki özlerseniz açıyorsunuz. Hem insan ne kitap okurken ne oyun oynarken saate bakmamalı, saate bakmayı unutmalı. Yani oyun biraz tutuk, mecazi benzetecek olursak 1 ve 2. oyun gibi otobanda gidermişcesine akmıyor çakıllı taşlı köy yolu gibi.

3-) 1 ve 2'den daha da şiddetli şekilde denilebilirki kesinlikle yalnız oynamayın. Pre-Sequel co-op'a şiddetle aç bir oyun. Sağlam bir co-op grubunuz varsa oyun, içeriğindeki mizah unsurununda etkisi ile kendini amorti edebiliyor. Bu noktada %50 üzerinde indirimde verdiğiniz paranın hakkını alırsınız. ANCAK tutuk bir oyunu tek başınıza oynama hatasına düşerseniz tadınız kaçtımı oyunu açma isteğiniz kalmayabilir.

4-) Oyunun bu tutukluğunun ve 1 ile 2 kadar uzun oynanabilirliğe sahip olmayışının, daha az kişi tarafından talep görmesinin sebebi kişisel fikrim oyunun atmosferindeki farklılık. 1 ve 2 deki çöl vb. iklimler yok, o hava yok. :(
Daha rengarenk ay ortamı, çok daha fazla lazer ve teknolojik silahlar, oksijen olayları... vs. borderlands'a maalesef gitmemiş arkadaşlar.
Düşük yer çekimi olayı oynanışı olumsuz etkilemiş; çünkü oyun aksiyon açısından hızlanmış bu da Pre-Sequel'in Unreal-Quake vari kaymasına ve Borderlands"LIK" noktasında oyuna asıl darbeyi vurmasına sebep olmuş.

5-) Ancak oyun kötü değil her şeyiyle 1 ve 2 . oyunla aynı ama yukardaki unsurlar noktasında 1 ve 2 den % 20 geriye düşüyor. Özetle yapımcılar yeni bir oyun yapıyoruz ama her şeyiyle 2. oyunun aynısı, oyuncu bunlara doydu, yüzsüzlük olmasın bir değişiklik yapalım demişler. Doyma noktasında haklı olsalar da yenilik-değişiklik noktasında kaş yapalım derken göz çıkarmışlar. :) Keşke atmosfer ve oynanabilirliğe de pek dokunmasalardı.

SONUÇ OLARAK:

Borderlands The Pre-Sequel'i; onbinlerce oyuncudan %97 olumlu yorum alan Borderlands 2'nin kocaman bir DLC vari devam oyunu olarak düşünebilirsiniz. Zaten bu sebeple oyunun adı ne 2 ne de 3 değil de Pre-Sequel. Arada kalmış bu oyuna Türkçe tabiri ile Doğan görünümlü Şahin de diyebiliriz. Yerse.. Ancak yıl olmuş 2012 değil 2015 ve hiçbir artı katılmadığı gibi can sıkıcı bir iki nokta ile karşımıza çıkınca o onbinler >> binlere, %97 lerde >> %80 lere düşüyor.

Objektif olarak diyebilirim ki bundan dolayı başlıca oyun sitelerinde 100 üzerinden 70 puanlar alıyor; hakkıda bu. Sen ne kadar beyaz Şahin'e Doğan ızgarası, logosu, farı, jantı öteberisi taksan süslesende maalesef o motorla Doğan olunmuyor işte. :D
Siz siz olun önce co-op grubunuzu ayarlayın sonra Pre-Sequel alın :) . %50 ve üzerinde indirimlerde alınıp, co-op oynanırsa fiyatının hakkını o zaman verebilecek bir oyun.
10/7
İyi oyunlar.

Dipnot:
TRT çocuk korosundan bu şarkıyı :P Borderlands: The Pre-Sequel'in bozdukları yer çekimindeki zıplaya zıplaya oynanışa İSYAN olarak :( atfediyorum:

"yemyeşil kırlarda
bir yavru geyik varmış
annesinin yanında
hoplaya zıplaya oynarmış
mini minicik mini minicik
mini mini mini mini miniminicik
mutluluk dallarda
yerde suda gökteymiş
gündönümü gelince
yavruya sanki nazar deymiş
mini minicik mini minicik
mini mini mini mini miniminicik
söyleyin siz simdi
hep avcılar gelsin mi
çiftleri doğrultup
sevgili yavruyu vursun mu"


( Vursun :D zıplamayaydı )

( * Diğer incelemelerime "buradan" ulaşabilirsiniz. )
Posted June 27, 2015. Last edited June 24, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
93 people found this review helpful
3 people found this review funny
543.6 hrs on record (529.8 hrs at review time)
OYUNUN TÜRÜNE: Nükleer savaş sonrası apokaliptik dünyada geçen, (survivor) hayatta kalma odaklı, co-op oynanış ağırlıklı, arcade, taktik MMOFPS denilebilir.

OYNANABİLİRLİK HAKKINDA

1.) 2 tip server bulunmaktadır.
a.) Survivor serverlar; normal büyük haritalı, hayatta kalmaya odaklı oyunun asıl serverlarıdır.
b.) Death Mach serverlar; arena vari haritalarda, "Açlık Oyunları" filmindeki gibi sona bir kişinin kalıp ödül kazandığı serverladır.

2.) Oyun, aklınıza gelen bütün survivor oyunları içinde en fazla arcade olanıdır, simülasyon tarzı severlere tavsiye etmem.

3.) Oyunda normal survivor serverlara girdiğinizde; hayatta kalmak, diğer insanları veya yaratıkları öldürmek dışında yapabileceğiniz:
-Düşman base'ini çevirme,
-İki base arası kargo-kutu taşıma,
-Haritanın bir yerindeki eskort denilen cihazı istenilen yere iletme,
-Yaratıklar tarafından ele geçirilen base'i kurtarma,
-Yaratık olup diğer oyunculara saldırma,
-Loot-drop denilen ve bazı zamanlarda haritanın belirli yerlerine paraşütle atılan değerli silah tarzı itemleri kapma,
- Altın anahtar ile haritada altın kutu araştırıp, bulup açma,
- Nether Reaper denilen yaratıkların en büyüğünü yani boss'unu öldürme;

gibi görevler yapabilirsiniz. Tüm bu görevler co-op olarak daha fazla zevk verir.

4.) Oyunda parayı veren düdüğü çalar sistemi yoktur.

5.) Oyunda kanat benzeri birşey takıp binadan atlayarak uçabilir, yüzebilir (ancak sular radyasyonlu olduğundan suda kaldığınız sürece canınız gider), atv tarzı bir araç kullanabilirisiniz.

6.) Craft sistemi olarak oyunda sadece silah parçaları toplanarak silahlar craftlanabilir. Kıyafet seçenekleri, silah çeşidi, el bombası hariç vurma hissi 3 aşağı 5 yukarı counterdaki kadardır; silahlar özelleştilemez.

7.) RPG unsuru olarak kazandığınız tecrübe puanlarınızı açlığa dayanma, güç, hız, kalkan, silah gücü, yakın dövüş, gizlilik gibi alanlarda istediğiniz gibi dağıtabilirsiniz.

GRAFİK:

-Grafikler bir online survivor oyun için oldukça iyi seviyededir. Haritada boşluk hissi yaşamassınız.

-Atmosfer konusunda Metro Last Light, Stalker'ı yapan ellerden çıktığını her hali ile belli eder.

-Oyunun tartışmasız en iyi yönü atmosferidir. Oyunda ZOMBİ KLİŞESİ yoktur.
Tam anlamıyla kıyamet gibi bir felaket sonrası şehirde olduğunuz hissini yaşatır. Arada bir yer altında gezdiğinizde (metro gibi) hönk diye fırlayan yaratıklar irkilmenize sebep olabilir.

-Oyunda gece-gündüz döngüsü, sarı toz bulutu, açık hava, sisli hava gibi hava olayları mevcuttur, gece ve sisli havalarda yaratık sayısı nispeten daha fazladır.

SESLER:

- Atmosfer sesi olarak survivor oyunu olduğundan aslında sessizlik esastır, ne kadar sessiz olursanız sizin için o kadar hayırlıdır, yaşama şansınız o kadar artar. Ateş ettiğinizde yaratıklar ve diğer oyuncuların başınıza üşüşmesi an meselesidir.

- Dış dünya sesleri olarak öyle bir ortamdan nasıl sesler bekliyorsanız aradığınızı bulacaksınızdır. (cıvıl cıvıl bir börtü bücek kuş sesi beklemeyin; hırıldamalar, çığlıklar, kaynağı ne idü belirsiz sesler, çevresel damla sesi gibi sesler, metrodayken uzaktan bir şeylerin düşme sesi gibi gibi...)

- Canlı olarak yaratıklar dışında oyunda sadece lağım fareleri ve hamam böcekleri mevcut onlarda çeşitli yerlerdeki kan lekeleri, etleri kemiklerinin üstünde erimiş insan cesetleri, boş bebek arabaları gibi sessiz, süs niyetine serpiştirilmiş ayrıntılar. Biraz daha özenilebilirdi.

- Silah sesleri (bomba hariç), yaratık sesleri ve atmosferin sesi oldukça iyi seviyede. Survivor oyunları içerisinde en karamsar, bohem, sonuna kadar sen yalnızsın dedirten, deyim yerindeyse; yüzüklerin efendisindeki moria madenleri kadar bunaltıcı bir ortamı var denilebilir. Bu bağlamda korku oyunlarına en yakın survivor oyunudur.


YAPAY ZEKA:
-Karşınızdakiler zombi olmadığından daha sağlam saldırdıkları söylenebilir. Şöyleki farklı yaratıklar var ve her yaratığın farklı sesi ve özellikleri bulunmaktadır.
Örneğin çığlık atan bir yaratık arkadaş var ki siz bebek uyanmasın modunda sessizce ilerlerken, sizi gördüğü an basbas bağırıp bide parmağı ile sizin yönünüzü işağret ederek (bildiğiniz oyunun ispiyoncusu) çevrede ne kadar nether denilen yaratık varsa toplanıp aşiret olarak size saldırmalarına neden olabilir. Daha kötüsü başka oyuncular varsa onlarda yerinizden haberdar olup peşinize düşebilir, dikkat etmek gerek. :)

-Bu arada her yaratığın farklı saldırı biçimi vardır. Örneğin ejderha tarzı kanatlı bir yaratık var ki tepenize kamikaze dalışı gibi inme yapabilir yada ateş püskürtebilir.

OYUNUN ARTILARI

(+) Grafik + Sesler = Atmosfer; tüm survivor oyunlarındaki en mükemmel atmosfer, korku filminden fırlamışcasına, will smithin ben efsaneyim filmindeki gibi...

(+)Depo olayı; ölünce diğer survivor oyunlarda olduğu, Şebnem Ferah'ın "sil baştan başlamak gerek bazen" şarkısındaki gibi, anadan doğmuş şekilde yeniden başlamıyorsunuz. O kadar emek verip kazandığınız depoladığınız silahlar yemekler yada o an üstünüzdeki bilekliğiniz kafalığınız kıyafetiniz gitmiyor. Sadece ölme anında üstünüzdeki silah, yemek, çanta bir miktar paranız vb. kaybediyorsunuz. (ee vuranı da düşünmek lazım ) Ana deponuza koyduklarınız ise her daim sağlam. O konuda sikinti yok. :)

(+)Arcade oynanış: Tüm survivor oyunlar içinde en arcade olanıdır. Bu yüzden karakteriniz "Bear Grylls" gibi yüksekten düşmediğiniz sürece doğal yollardan ölmek zor aç kalmazsınız, otu-boku yiyonuz yine de bişi olmuyo :P, yani havadan nem kapma gibi bir olayı yok. Oyun nerdeyse cs, cod, bf, tf kadar arcade bu yüzden simülasyon öğeleri ve fazla bir craft olayı beklemeyin.

(+)RPG öğeleri olmassa olmaz: Borderlandstaki kadar RPG öğesi var denilebilir. İki çeşit level var biri account level diğeri karakter level, biri sabit ve yavaş artıyor, diğeri belli sınıra kadar ve çabuk artıyor ve ölünce sıfırlanıyor, ama lvl 50 ile lvl 1 oyuncu arasındaki dengede korunmuş.

(+) Görevler Borderlandstaki kadar zevkli bir co-op oynanış sunuyor .

(+) 2 tip server seçeneği: Açlık oyunları filmine benzer deathmach serverlarında, arena gibi haritalarda sona kaldığınızda kazandığınız itemi survivor, normal serverdaki karakterinizde kullanabilme imkanınız var. İki serverda kullandığınız karakterler farklı.

(+) Yaratık olarak oynayabilme: Dengelenmiş durumda sadece çok fazla bir avantaj sağlamayacak yaratık türleri seçilebiliyor.

OYUNUN EKSİLERİ

(-) Buglar; o kadar güncelleme gelsede hala olmadık yerde haritadan kaynaklı düşüp ölme, bazen normalde geçebileceğiniz bir alandan geçememe gibi hatalar mevcut. ( 10 saatte 1 karşılaşılabilir bir durum)

(-) Server Çökmeleri: Bazı arkadaşların bahsettiği gibi menüden öteye geçememe konusu çoktan çözülsede, tam görev tamamlayacakken aniden oynadığınız serverın kapanması, server değişirken oyunun takılması gibi hatalarla günde bi kaç kere karşılaşmanız can sıkabiliyor.

(-) Hileciler: Oyunun en büyük eksisi budur. Artık duruma el atan adminler tarafından sayıları baya azalmış olsa da, yine de arada denk geliyorlar..

10/7
İnceleme tarihi 27/Eylül/2014

İyi oyunlar...

( * Diğer incelemelerime "buradan" ulaşabilirsiniz. )
Posted June 30, 2014. Last edited June 24, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
Showing 1-8 of 8 entries