41
Products
reviewed
695
Products
in account

Recent reviews by SoulRealm

< 1  2  3  4  5 >
Showing 1-10 of 41 entries
6 people found this review helpful
31.4 hrs on record
Çocukken PS1'de korktuğum için bitiremediğim oyunu sonunda bitirme şansı buldum. Bence puzzle açısından serinin zorlayıcı oyunlarından biri. Siz o puzzle'ları çözerken oyunun sizi germesi ayrı bir keyifli.

Oyunun tek eleştirilecek yanı remaster oyun yapıp TPS kamera seçeneği koymamaları olabilir. Modellemelere tekrar uğraşmak istememişler sanırım. Tabii 10 TL'ye puzzle korku oyunu seviyorsanız alınabilir.

Oyun hakkında hiçbir fikri olmayan arkadaşlar için bir inceleme yazmak gerekirse, en başta kamera açılarının canınızı sıkacağını belirtmek isterim. Oyunu alırken öncelikle bunu göz önünde bulundurun. Ayrıca kesinlikle bir gamepad falan olmasını da şiddetle tavsiye ederim.

Oyuna gelirsek, siz Umbrella şirketinin özel kuvveti olan S.T.A.R.S. ekibinin seçilebilir iki üyesinden biri olarak oyuna başlıyorsunuz. Amaç ise Umbrella şirketine ait olan Spencer malikanesindeki olayları araştırmak. İlk önce S.T.A.R.S. ekibinin Bravo Takımı soruşturma için gönderilse de bu takımdan herhangi bir haber alınamaması sonucu Alpha Takımı'nın olay yerine gönderilmesiyle oyuna başlıyoruz. Bu ekipten Jill Valentine veya Chris Redfield karakterlerinden birini seçerek oyuna başlıyoruz. Oyunda seçtiğiniz karaktere göre olay örgüsü değişiklik gösteriyor. O yüzden oyun sardığında ikinciye de bitirebilirsiniz.

Oyunda ağırlıklı olarak gerilim havası hakim. Kamera açısı da bu gerilim havasına bol bol katkıda bulunuyor. Bu yüzden alırken gerilim, jumpscare vs.. gelemeyen arkadaşlara tavsiye etmiyorum.

Oynanış süresi tatmin edici. 30 saat bugün lineer oyunların çoğunda bulamazsınız. Puzzleları biliyorsanız 4-5 saatte de bitirebilirsiniz o ayrı konu tabii.

Ayrıca old school oyun olduğunu belli eden oyunlardan biridir. Bol bol mermi sıkıntısı çekeceğiniz, ulan şimdi şunu öldürmeyeyim mermi yemeye gerek yok dediğiniz anlar olacaktır eminim.
Posted June 26, 2022. Last edited June 27, 2022.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
3 people found this review helpful
258.7 hrs on record (125.2 hrs at review time)
Early Access Review
Valheim is a third person open world survival game. Actually, basic game mechanics are different most other survival games; this game based mechanics is a food. If you go to fight with a boss, you must fill 3 food bar on left below the screen. Because your life and stamina stay same all your gameplay. Armors doesn't affect your life or stamina, only you have more defence,

Valheim's graphics is not good, but game file size is amazingly low for such an open world games.

Other mechanics I loved that, physics. You build a home, that's okay. But no more mid-air blocks. You must support your roofs. Other things, your roofless buildings take a damage in the rain.

Price is okay too for early access. But it's need more content. If I remember well, developer says 4 other biomes come to game. I think it's okay too.

Actually you shouldn't play this game solo. Because, this game based on focusing teamwork, you need your friends. If you die, you lose some stats and drop all of your items. If you want to recover your items, you must go where your items drop. This is not only reason you can play solo. Valheim's based mechanics are cooking. And you need too much gathering, crafting and mining. Also used foods have a time-limit. And your life will not full after you eat any food; your life restore by time, and food effects slowly reduced until end of effects. So if you wanna play solo, go on. It's not impossible, but it's unnecessarily hard. But playing with friends is amazingly fun.

That's all I have to say for this game.
Posted March 31, 2021. Last edited April 1, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
7 people found this review helpful
218.7 hrs on record (154.2 hrs at review time)
İlk oyunu ile tanıdığım bu oyun serisi, rogue-like bakımından en zengin oyunlardan biri diyebilirim. Tamamen reflekslerinize dayalı, bazen de şansınızın yaver gitmesiyle reflekslerinizi en uç noktaya kadar zorlamanıza gerek kalmayacak şekilde oyunu bitirebiliyorsunuz veya saçma sapan bir şekilde ölebiliyorsunuz. Ancak olay sadece bitirmek veya bitirememek değil, her türlü yeni itemlerin ve karakterlerin kilidini açıyorsunuz. Yeni başladığınız her oyunda belirli yerler hariç, farklı haritalar, bosslar, itemler ve moblarla karşılaşıyorsunuz. Bir de ek olarak, o 403 başarımın neredeyse tamamı oyundaki kilitli itemler, karakterler falan.

Şu[platinumgod.co.uk] siteden de oyundaki hangi itemin ne işe yaradığını görebilirsiniz. Hangi itemin ne iş yaptığını öğrenene kadar kullanmanızı tavsiye ederim yoksa bir itemle çok güzel ilerlerken bütün oyununuzu can sıkıcı hale getirebilirsiniz.

DLC kısmına gelirsek, DLC'lerde bir tek Afterbirth'ü denedim. Greed modunu ve üstüne bir sürü item ve birkaç tane karakter ekledi oyuna. Ben indirim zamanı kesinlikle alınması gerektiği kanısındayım. Afterbirth+ ise daha sonra ekleyeceğim.
Posted November 4, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
10 people found this review helpful
3 people found this review funny
13.2 hrs on record (12.4 hrs at review time)
Rally oyunları içinde şu ana kadar oynadıklarım arasında en zorlusu diyebilirim. Klavyeden falan oynayacaksanız hiç bulaşmayın, Gamepad ile bile deli olmanız mümkün. Aracın kontrolünü sağlamanız epey zor oluyor. Bir kere kaybettiğinizde de toparlamanız çok zor. Hız-kontrol dengesini çok iyi kurmanız lazım. Kontrolü sağlayabilmeniz için de Co-pilotunuzun söylediği rotalara kesinlikle dikkat edin. Oyun, siz haritaya girmeden yolların nasıl olduğunu da size bildiriyor. Bunlara dikkat ederek aracınızı kullanmalısınız. Mesela snow yani kar oranı yüksek haritalarda aracınızla buz üzerinde kayarak gidiyorsunuz. Aracınızı resetlediğiniz taktirde size süreden penaltı veriyor. Bu yüzden dikkatli sürmeye kesinlikle alışmalısınız. Sivillerin üzerine falan uçarsanız yine penaltı yiyorsunuz. Mutlaka direksiyon setiyle oynanması gereken bir oyun.

Bu arada gamepad'de input lag sorunu (yani direksiyonu döndürdüğünüzde yaklaşık 1-2 saniye geç döndürmesi gibi bir sorun bu) oyunun en eksi yönlerinden biri diyebilirim. Bu sorunu joytokey programı kullanarak klavyeden tuş atayıp çözdüm. Steam'den de kontrolcüyü kapamanızı tavsiye ederim yoksa her oyuna girdiğinizde otomatik olarak gamepad'i algılıyor.

Ayrıca Hacı Muro favori aracımdır. <3
Posted September 3, 2019. Last edited September 3, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
8 people found this review helpful
136.6 hrs on record (7.1 hrs at review time)
Mirror's Edge gibi oyunları seviyorsanız sizi kendine bağlayabilecek bir oyun Dying Light. Hikayesinden pek bir şey beklemeyin, ama dövüş sistemi ve parkur olayları sizi epey zorlayacaktır. Normal zorlukta açmama rağmen götü zar zor toparladığım oldu. Gündüzleri zombiler yerine insanlar daha fazla tehdit unsuru olsa da geceleri size parkur yaptıran devriye zombilerle karşılaşıyorsunuz. Ayrıca aldığınız puanlar iki katına çıkmaya başlıyor. İtem toplayıp satma mantığı biraz Far Cry 3'ü andırıyor. Elinizdeki silahları modifiye edebilmeniz çok iyi düşünülmüş. Mesela su borusuna elektrik kablosu bağlayıp düşmanları şoklayabiliyorsunuz. Ya da silahların ekstra hasar, dayanıklılık gibi özellikleri arttırmanızı sağlayan modifikasyonlar var.

Online kısmını daha denemedim. Denediğim zaman onu da yazacağım.

Online editi: Online kısmı iki türden oluşuyor. İlki PVP modu. Eğer istilaları herkese açık yaparsanız gece oynarken biri rastgele oyununuza katılıp sizi indirebilir. (Güvenli bölgelerde beklerseniz oraya giren zombi oyuncu ölüyor tabii bilginize.) Diğeri ise birlikte takım halinde oynayabileceğiniz hikaye modu. Eğer burada işbirlikçilere izin verirseniz oyun size arada bir rastgele birbirinizle yarışmanız için challenge teklif edecektir.
Posted June 29, 2019. Last edited July 6, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
62 people found this review helpful
4 people found this review funny
70.5 hrs on record (8.0 hrs at review time)
Arkadaşlarınızla oynadığınızda tadından yenmeyecek hayatta kalma - korku oyunu. Oyunda ağacı kestiğiniz yöne düşmesi, arkadaşınızın üzerine düşmesi ile ölmesi, ne kadar çok kirli gezerseniz o kadar çok hastalık kapma ihtimalinizin artması gibi fazla dikkat etmeyeceğiniz ama hayati önem içeren detaylar var. The Forest, birçok jumpscare temalı korku oyunlarına meydan okumuş, bir korku oyununun nasıl olması gerektiğini bize göstermiştir. Oyunda jumpscare'den çok gerçek anlamda korku bulunuyor. Mesela mağaralara indiğinizde götünüzden üç buçuk ata ata dışarı kaçabiliyorsunuz. Ya da elinizde çok güçlü bir silah bile olsa 5-6 ♥♥♥♥♥♥ bir aradayken sizi yamultabiliyor. Yani elinizde silah bile olsa, o çaresizliğin verdiği korku, oyunda mevcut.

Oyunun eksi yanlarına gelecek olursak, öncelikle oyunda akşam üzeri diye bir şey yok. Hava doğrudan kararıyor. Karanlığı çok berbat. Parlaklığı ne kadar artırırsanız artırın çakmakla gezseniz bile burnunuzun ucunu görmüyorsunuz.
Posted June 29, 2019. Last edited June 29, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
4 people found this review helpful
51.8 hrs on record (51.8 hrs at review time)
Öncelikle oyunu aldığım zaman ilk episode'u oynamıştım ve diğer episode'ları almamıştım. Oyun güzel olsa da pek sarmamıştı o zamanlar. Bu tarz oyunları pek seven birisi de değildim. Ancak bu aralar canım çok istedi, indirip oynayayım dedim. İnceleme için geç olsa da yazmadan duramadım.

Öncelikle oyun diyalog tarzında ve sizin seçimlerinize bağlı olarak bir takım olaylar gelişiyor. Zaten bu tarz oyunları seven biri değilseniz hiç bulaşmamanızı tavsiye ederim.

Oyundaki ana olay karakterimiz Max Caulfield'ın zamanı geri sarabilmesi. Yani siz bir seçenek seçtiğinizde ya ben bunu istemiyordum dediğinizde rewind (geri sarma) olayı ile geri alıp diğer seçeneği seçerek ilerleyebilirsiniz. (Tabii illa birini seçmeniz gerekiyor.) Bu gücünüzü oyun içinde bir anı fotoğraflamak, birilerini tehlikeden kurtarmak için de kullanabilirsiniz. Oyunda fail olma olayı yok. Sıçtığınız anda oyun sizden geri sararak aynı hatayı tekrarlamamanızı istiyor. Ayrıca geri sarma durumunda başkalarından eşya falan aldıysanız onlar sizde kalıyor. Bu arada zamanı belirli bir yere kadar geri sarabiliyorsunuz. O yüzden bir mekandan çıktığınız zaman o seçeneği değiştiremiyorsunuz aklınızda bulunsun. Oyunun mekanikleri bu şekilde. Ayrıca oyun beni hikayesinden çok müzik ve görselliğiyle etkiledi.

Oyun hikaye kısmına gelirsek, çok sürükleyici hikayesi olmamasına rağmen insanı fazla duygusallığa sürükleyen hikayesi var. Zaten oyun sizi duygusal düşünmeye itiyor. Ben oyunu en azından bu şekilde oynadım çünkü oynadığımız karakterin yapısı da biraz bu şekilde. Oyunun hikaye kısmına daha fazla girersem spoiler olacağından burada kesiyorum.

Oyun hakkında yine de belirtmek istediğim birşey var. Oyunda ilk üç episode'un yapımında gösterilen özen keşke son iki episode'da da gösterilseymiş. Tamam, episode 5'in sonu beklediğim gibiydi ama diğer kısımları zayıf kalmış. Ayrıca fotoğrafları yakalama olayı da bana saçma geliyor.

İngilizce bilmeyen veya Türkçe olmazsa oynamam diyen arkadaşlara peşinen, ben ilk oynadığım episode 1'i resmi olmayan Türkçe yamayla oynamıştım ancak kaldırılmış. Sanırım birçok hatalı çeviri içeriyormuş ki tepkilerden dolayı yapan kişi kaldırmış olabilir. Türkçe oynadığımda arkadaş Dolar'ı TL'ye çevirmişti o kadar Türkçe idi oyun :) Ayrıca oyunun İngilizcesi biraz sokak ağzı olduğundan bazı yerleri ortalama İngilizce bilen arkadaşlar da anlamakta sıkıntı çekebilir.
Posted March 6, 2019. Last edited March 7, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
9 people found this review helpful
10 people found this review funny
19.8 hrs on record (11.3 hrs at review time)
Hindistan simülatörü.
Posted February 9, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
17 people found this review helpful
1,951.8 hrs on record (641.4 hrs at review time)
Oynaması ücretsiz oyunlar arasında Path of Exile'dan sonraki favori oyunumdur. Path of Exile'ın bir tık önde olmasının sebebi de sadece mtx item olarak (yani paralı itemlerin) sadece skinlerin parayla satılması ve oyun içinde para yatırarak hiçbir şekilde üstünlük elde edilememesinden dolayı onu ilk sıraya aldım.

Oyunu incelemeye gelirsek, kesinlikle P2W olmayan, ancak sabır, zaman ve vakit gerektiren, aynı zamanda zor olduğu için eğlenceli de olan bir oyundur Warframe. Öğrenmesi kesinlikle zor, ancak Hack and Slash türü oyunları seviyorsanız kesinlikle bu oyunu da kavradığınızda seveceğiniz türden bir oyundur. Ayrıca Hack and Slash olarak oynamak da size kalmış, hiç yaratık öldürmeden de (Exterminate gibi bazı görevler hariç) görevleri bitirebilirsiniz. Ayrıca oyunun Türkçe dil desteği de mevcut.

Ticaret sistemi Path of Exile'a az çok aşinaysanız ona benziyor. Tek farkı, itemi satışa koymak için MTX'ten satın almanız gereken bir depoya gerek yok. Warframe Market adlı siteden kendi Warframe hesabınızı bağlayarak oraya sadece satacağınız ürünü eklemeniz yeterli. Sattığınız itemi sold olarak işaretlemeyi unutmayın ancak. Ayrıca ticaret ekranı size biraz karışık gelebilir. Size koymanızı istediği bir itemi direk blueprint ise blueprint seçeneğinin altında, platinium (yani oyundaki para birimi) verip item alacaksanız onun seçeneği en altta size ticaret ekranında gözükecek. Silah parçaları da yine farklı bir sekmede bulunuyor.

Oyunun eksi kısımlarına gelirsek, görev tipleri hemen hemen aynı, ilk başlarda onları öğrenmede de sıkıntı çekeceksiniz ama zamanla alışacaksınız. Oyunun bana kalırsa tek eksiği bu. Ancak yapımcılar bütün gezegenlere açık dünya sistemini ekleyeceklerini açıkladılar. Bu biraz da olsa çeşitliliği arttırır diye düşünüyorum.

Oyun hakkında Türkçe rehber olarak Serdar Sarı, Raw Steel gibi kişiler ve klanların yaptığı Youtube rehberleri mevcut. O yüzden burada oyunu anlatırsam bitmez. Çünkü çok fazla detay var. Kendi başınıza öğrenmeniz cidden çok zor.

Sonraları gelen edit: Trade için Alecaframe'i kullanırsanız satıldı işareti atmanıza gerek kalmaz, otomatik olarak bunu sizin için Alecaframe halleder. Yakın zamanda epey işimi gördü, bunu okuyan arkadaşlara da yararının olacağını düşünüyorum.
Posted July 25, 2018. Last edited November 22, 2023.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
7 people found this review helpful
17.3 hrs on record
Bu oyun için Killing Floor'un üstten görünümlü versiyonu diyebilirim. Wave sistemi Killing Floor'da olduğu gibi bunda da mevcut.

Silahlar yaratıklardan düşüyor ve onları kullanıyorsunuz. Mermi sınırı yok, ancak şarjör değiştirirken dikkat etmeniz gerekiyor. Wave ilerledikçe yaratıklar sizi daha fazla zorluyor.

Tek başınıza sıkılırsınız ancak arkadaşınız varsa zevkli oluyor. Maksimum 4 kişilik sanırım.
Posted April 13, 2018.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
< 1  2  3  4  5 >
Showing 1-10 of 41 entries