Install Steam
login
|
language
简体中文 (Simplified Chinese)
繁體中文 (Traditional Chinese)
日本語 (Japanese)
한국어 (Korean)
ไทย (Thai)
Български (Bulgarian)
Čeština (Czech)
Dansk (Danish)
Deutsch (German)
Español - España (Spanish - Spain)
Español - Latinoamérica (Spanish - Latin America)
Ελληνικά (Greek)
Français (French)
Italiano (Italian)
Bahasa Indonesia (Indonesian)
Magyar (Hungarian)
Nederlands (Dutch)
Norsk (Norwegian)
Polski (Polish)
Português (Portuguese - Portugal)
Português - Brasil (Portuguese - Brazil)
Română (Romanian)
Русский (Russian)
Suomi (Finnish)
Svenska (Swedish)
Türkçe (Turkish)
Tiếng Việt (Vietnamese)
Українська (Ukrainian)
Report a translation problem
aşkın şiirini de yazmamı
söylüyor bu sabah,
ıslak kanatlı martılar
iki dilin birleştiği duraktan
geliyormuş, gülhatmi yaprağı
kokan ege rüzgârı
kanatları ezgi yüklü
yaban arısı, yoklayıp duruyor
pencerede buğulanan soluğumu
ne tuhaf, yaşlandıkça
ölümü değil, kumsalda salınan
mavi çiçekli otları düşünüyorum
karamsar olmanın zamanı değil,
yalın sözler aramak
varken ıssız patikalarda
bin tanrılı hitit toprağından,
bin pınarlı ida’ya göç etmenin
lirik ezgisi var dilimde
<3
sevdiklerim yerinde mi,
çakıllar arasından nazla
akıp duran o yaz nehri!
homeros’un zeytin ağacı ki;
pembe zakkum dalları
tutunmuş oyuk gövdesine,
bülbüller üstünde bütün gece.
çizikler atıp durdu utanmaz,
cilveli çapkın böğürtlen,
sarı gül/haspa, dikenli cadı,
kanattı ilk öpüşte dudağımı.
gökyüzü eğildi üzerime
birden ışıklar sardı bedenimi,
mercan döküldü yüreğimden
damla damla yeryüzüne!
<3