Recent reviews by Sam

Çeyizime aldım ama daha oynamadım. yine de çok güzel oyun

Güzelim Syberia serisini ne hale getirmişsiniz!

Bu oyunun çıkması için en az 7 yıl, oynayabilmek için de 3 yıl bekledim ve bulduğum bir hayal kırıklığı oldu.

7 yıl ne yaptınız abi siz? Böyle iğrenç kontroller, buglar, abuk sabuk son, rezil seslendirmeler olmamalıydı. Birinin bu oyunun haklarını Microids denen rezil firmadan alıp oyunu baştan yapması lazım.

Oyuna bir son yapmışsınız credit bile yok, achievement gelmese oyun yine buga girdi oyundan attı sanacaktım. :D

Yaşlı Rus insanlarını ergen Amerikalılara seslendirttiğiniz gerçeğini de göz ardı etmemek gerek. Hele bir çocuğu en az 5-6 karaktere seslendirtmişler. Robot gibi konuşan seslendirmenleri saymıyorum bile.

Kaç kere buga girip sorun yaşadım. Oyunu tekrar başlatmam gerekti, tıklamam gereken yerler yok diye puzzleların çözümlerini internetten bakmak zorunda kaldım. Bazı yerlerde achievementler bile çalışmadı. :D

Oyunla ilgili söyleyebileceğim olumlu şeyler Kate Walker ve hikayenin ana mantığıdır. Onun dışında batırmışsınız güzelim seriyi.

Biraz geç de olsa bitirebildim.
Özellikle oyunun verdiği 40'lar havası çok iyi olmuş. O zamanları iyice araştırdıkları belli. Hikaye ve hikayenin farklı şekillerde anlatılıp bir şekilde bağlanması çok zekice olmuş ancak gazetelerdeki olayları ilk seferden dikkatli bir biçimde izlemek ve hiçbir gazeteyi kaçırmamak gerek. Ben hiçbir gazeteyi kaçırmadım ancak olayların hikaye ile bağlantılı olduğunu çok geç fark ettiğim için bağlamakta biraz zorlandım.

Hikayenin sonu aceleye gelmiş gibi ancak ben yine de oldukça beğendim. Fakat oyun bazen hikayeyle ilgili bilgileri resmen oyuncunun önüne yığıyor. Partnerimiz bir olaydan bahsederken "Bu kimdi ulan?" diye düşünürken patır patır bilgiye boğup hikayenin anlaşılmasını zorlaştırıyor. Çoğu kez oyunu durdurup transkripti okumak durumunda kaldım. Aslında 21 saatlik oyun süremin sırf 6 saati arabada geçmiş, çok daha rahat yayabilirlerdi hikaye anlatımını.

Ayrıca savaş flashbackleri pek gerekli değilmiş bence. Yani bazı bilgileri öğrenmemiz açısından iyi ama fazla karışık ve gereksiz bilgi verildiğini düşünüyorum. 10 tane flashback varsa 3-4 tane ile tamamlayabilirlerdi bence. Yİne de flashbacklerin de bir şekilde ana hikayeye yedirilmesini beğendim.

Açık ara Cinayet ve Kundakçılık masalarını beğendim. Trafik ve Vice'ın (Türkçesi ne oluyor emin değilim) diğerlerinin yanında biraz sönük kaldığını düşünüyorum.

Keşke hikaye anlamında Phelps'in özel hayatına biraz daha girselerdi demeden edemedim. Dava aralarında güzel bir mola oluyordu ve flashbacklerden daha çok ilgimi çekti.

Grafikler 9 yıllık bir oyuna göre leziz. Animasyonlara diyecek bir sözüm yok zaten, oyunun en sevdiğim kısımları kesinlikle birileriyle konuştuğumuz kısımları oldu. Tabi bazı glitchler yok değildi ama oyun kalitesini etkilemediler. Hatta bazılarında güzel güldüm. :D

Çoğu seslendirmen profesyonel aktör/aktrislerden oluşması ve oyundaki karakterlerin de onlardan modellenmesi çok güzel olmuş. Özellikle John Noble ve Greg Grunberg'i görmek çok güzel birer sürpriz oldu.

İncelemelerde araba sürüşünden fazla yakınıldığını gördüm ancak ben şahsen pek bir problem yaşamadım.

Oyunun en sevdiğim yanı ise oyunun "canlı" olmasıydı. Şehri gerçekten canlı hissettirmeyi başarmışlar. Bütün yayaların, barda oturan insanların, boş boş oturanların bazen tekrara da düşse diyalogları olması çok hoş olmuş. Partnerlerimizin abuk sabuk arabalara binince laf sokmalarına bayılıyordum. Bir tek Bekowsky böyle yapınca laf sokmuyordu, halkın adamı. :D

Aslında çok fazla eksi yazdım ancak kesinlikle oynanması gereken bir oyun. Tabi silahımı alayım sıka sıka gideyim tarzını seviyorsanız size hitap etmez ancak hikaye ağırlıklı oyunları/dedektif-polisiye oyunlarını ve 1940ları seviyorsanız tam size göre.

sugoi desu

Aslında bu oyuna olumsuz oy kullanacaktım ama firmayı biraz araştırdıktan sonra iyi niyetlerinden ötürü olumlu oy kullanmaya karar verdim.

Oyunun hikayesini yazmaya gerek yok zaten çoğu incelemede hikayesi yazmakta iyi kötü. Oyunu point&click tarzı bir oyun gibi düşündüm ama biraz daha "interaktif çizgi roman" şeklinde ilerliyor daha çok. Tabi point&click elementleri de var ancak bulmaca gibi şeyler pek bulunmuyor.
Bir eşya ile kişi ile etkileşimde bulununca mouse'un ille de ekranın ortasına gideceğim demesi çok sinir bozucu. En azından üçüncü bölümde düzelir diye bekledim ama düzelmedi maalesef.
Hikaye hoşuma gitti ancak hikayenin işlenişi pek hoşuma gitmedi. Konulardan konulara çok atlanıyor. Çoğu zaman "burası ne alaka, bu adam ne alaka?" moduna girdiğim oldu. Ara sahnelerdeki diyaloglar iyi.
Çizimlerini epey beğendim, ama animasyonlar pek başarılı değil.

Bence en büyük iki sorun:
1- Ana karakter diyaloglara uymuyor. Ana karakterin daha ağır başlı birisi olmasını beklerdim ama bazen 20-30 yaşlarında birini yönlendiriyormuşum gibi hissettim. Bazen çok sinir bozucu oldu.
2- Müzikler her ne kadar iyi olsa da müzikleri oyuna hiç yedirememişler. Hikayede çok önemli bir şey oluyor ama arkada hala sakin bir müzik çalıyor ki bu durum oyunun beni içine çekmesi konusunda zorladı.

Şu an firmanın ilk oyunu olduğu için ve bundan sonraki oyunları ilgimi çektiği için destek verme amacıyla olumlu oy kullanıyorum. Zaten ucuz bir oyun oynasanız en kötü 5 saat süren iyi bir hikaye oynamış olursunuz. bip

Kısa ve iç ısıtan bir oyun. Buzullarla kaplı yerlerde yaşayan insanlara her zaman bir merağım olmuştur, o bakımdan oldukça hoşuma gitti. Ses efektleri ve grafikleri oldukça başarılıydı.
Ancak oyunun kontrolleri çok kötüydü. Ek paketi olan Foxtales'de biraz daha düzelmiş gibi gözüküyordu ancak ana oyunda kontrollerle ilgili çok sorun yaşadım. Bazı buglardan ötürü birçok kez öldüm.
Ama oyunun en kötü kısmı kendini çok fazla tekrarlaması. Bazı bulmacalar zekiceydi ancak genel olarak yaptıklarımız aynıydı. Oyun biraz daha uzun olsa devam eder miydim bilmiyorum.
Yine de olumlu tarafları olumsuz taraflarına göre daha ağır bastığı için tavsiye ediyorum. Puanım 6.5'dan 7/10.

Uzun uzun yazmaya gerek yok bence, oyun tam bir sanat eseri. Oynayın, oynatın.

İlk iki oyunla kıyasla kesinlikle yapımcıların kendilerini geliştirdikleri görülüyor. Animasyonlar, sesler, diyaloglar daha profesyonelce hazırlanmış. İlk oyundaki acayip bulmacalar ve ikinci oyundaki iyi olmayan ve baya rastgele olan hikaye anlatımı bu oyunda daha oturaklı olmuş. İlk iki oyunda mantık sınırını aşacak bulmacalar varken bu oyunda daha akla mantığa uygun bulmacalar var. Oyuna pixel-hunting diyenler için de hot spot özelliği konulmuş ve takılınan yerler için Joshua bize yardım ediyor. Site site gezip walkthrough aramaktansa böyle bir sistem bana daha mantıklı geldi. Gerçi ilk iki oyunda walkthrough sitelerinden bolca yardım almıştım ancak bu oyunda bulmacalar daha mantıklı olduğu için pek ihtiyaç olmuyor. Ancak Brian'ın sesinin son oyunda değişmesini pek sevmedim. Seslendiren kötü seslendirmemiş ancak iki oyun boyunca alışınca insana biraz garip gelmiyor değil.

I
HATE
THIS
GAME

İlk oyunun interaktif yapısından ötürü bu oyunun da öyle olacağını düşünüp biraz hayal kırıklığına uğradığımı söyleyebilirim. Ama ilk defa bir visual novel deneyimi yaşamış oldum ve oldukça eğlendiğimi söyleyebilirim. Mairu'nun bu oyunda arkaplana atılmış olması pek hoşuma gitmedi ama.