Install Steam
login
|
language
简体中文 (Simplified Chinese)
繁體中文 (Traditional Chinese)
日本語 (Japanese)
한국어 (Korean)
ไทย (Thai)
Български (Bulgarian)
Čeština (Czech)
Dansk (Danish)
Deutsch (German)
Español - España (Spanish - Spain)
Español - Latinoamérica (Spanish - Latin America)
Ελληνικά (Greek)
Français (French)
Italiano (Italian)
Bahasa Indonesia (Indonesian)
Magyar (Hungarian)
Nederlands (Dutch)
Norsk (Norwegian)
Polski (Polish)
Português (Portuguese - Portugal)
Português - Brasil (Portuguese - Brazil)
Română (Romanian)
Русский (Russian)
Suomi (Finnish)
Svenska (Swedish)
Türkçe (Turkish)
Tiếng Việt (Vietnamese)
Українська (Ukrainian)
Report a translation problem
Takım denilince kendi takımımın üzerine tanımıyorum; Önden sen çık, biz arkandan geliriz” diye gaz veren ama beni canlı kalkan olarak kullanan arkadaşlarım var. Ve tahmin edin ne oluyor? Ben tam olarak o kurban oluyorum.“Rush B!” diye bağırıyorlar, en öne ben atlıyorum.“Bir peeklesene, bir dene” diyorlar, deneyen ben oluyorum.Sonuç? Ya ben ölüyorum ya da onlar hâlâ bombayı B’ye götürmeye üşeniyor.
Ben bir P90 savaşçısıyım. Öyle aim almalar, taktik kasmalar falan hikaye! Bu silahın özünde kaos var.Tetiğe bas ve akışına bırak. Rakiplerin açısını hesaplamam mı gerekiyor? Hayır.
Strateji mi yapmalıyım? Kesinlikle hayır.
P90 benim ruh eşim. Geçen biri “vazgeç” dedi, üstüne sinirden reload bastım. Aim almam, spray atarım.