Install Steam
login
|
language
简体中文 (Simplified Chinese)
繁體中文 (Traditional Chinese)
日本語 (Japanese)
한국어 (Korean)
ไทย (Thai)
Български (Bulgarian)
Čeština (Czech)
Dansk (Danish)
Deutsch (German)
Español - España (Spanish - Spain)
Español - Latinoamérica (Spanish - Latin America)
Ελληνικά (Greek)
Français (French)
Italiano (Italian)
Bahasa Indonesia (Indonesian)
Magyar (Hungarian)
Nederlands (Dutch)
Norsk (Norwegian)
Polski (Polish)
Português (Portuguese - Portugal)
Português - Brasil (Portuguese - Brazil)
Română (Romanian)
Русский (Russian)
Suomi (Finnish)
Svenska (Swedish)
Türkçe (Turkish)
Tiếng Việt (Vietnamese)
Українська (Ukrainian)
Report a translation problem
Takım arkadaşlarının stratejilerini, önerilerini ve çağrılarını duysa da, her zaman aynı yanıtı verirdi: "Tabii efendim." içten içe, bu stratejilere pek inanmazdı.
Oyun başladığında, takım arkadaşları bir taktik belirlerdi, ama Selim sadece izlerdi. Diğerlerinin taktiklerini takip etmek yerine, kendi yolunu seçerdi. Bu durum bazen olumlu sonuçlar doğururdu, ancak genellikle takımın kaybetmesine neden olurdu.
Selim, "Tabii efendim" dedikçe, takım arkadaşları ona daha fazla güvenmeye başladılar. Onun sakin tavırları ve oyun içindeki yetenekleri, zamanla takımının lideri olarak kabul edildi. Artık "Tabii efendim" demek sadece bir ifade değil, aynı zamanda bir takımın başarısını temsil eden bir söz haline gelmişti.