Recent reviews by Necrodancer

Hayatları sona ermiş ve sonsuzluğa uğurlanan ruhların hep gittiği bir yer olduğuna inanılır. Yunan mitinde ruhların cismani dünyada yaptıkları tamamlandıktan sonra Acheron ırmağında Kharoon adlı bir kayıkçı tarafından öte diyara taşındığı yazılmıştır. Peki ya Kharoon emekli olmaya karar verir de yerini acemi bir çocuğa devrederse neler olur? Spiritfarer bize bunun yanıtını ustalıkla önümüze sermiş durumda

Thunder Lotus Games oyun şirketi tarafından geliştirilen Spiritfarer, 2020 senesinin başında birçok platformdan kolayca erişebileceğiniz dünya keşfet ve inşa et oyunları kategorisinde zengin hikayesi ve eşsiz müzikleri ile oyun severlerin karşısına çıkıyor.

Karakterimiz, Stella adında neşe dolu genç bir kız. Kocaman yıldız şeklinde taktığı şapkası ve sihirli yoyosuyla içinizi daha ilk dakikalardan ısıtmayı başarıyor. Stella ve onu bu ulvi yolculukta asla yalnız bırakmayacak kedisi Daffodil, zamanla gelişip büyüyen feribotlarına gelen yolcuları ağırlamakla görevli. Yani Stella gemisinin hem kaptanı hem kamarotu hem de makinisti.

Mistik bir okyanusta henüz son işlerini tamamlayamamış, sevdiklerine vedalarını edememiş ya da yalnızca ardında bıraktıklarını daha mutlu olduklarını görmek isteyen birbirinden neşeli yolcular ile uzun bir süre seyahat ediyoruz. Her bir yolcuyu rahat ettirmek bizim sorumluluğumuzda. Bahsettiğim gibi yarım kalmış isteklerini tamamlamaya ve onları Araf'a götürmekle yükümlüyüz. Bunun yanı sıra dertlerini dinliyor, Konaklayabilecekleri ve zanaatlarını icra edebilecekleri binalar inşa edip, sevdikleri yiyeceklerin ne olduğunu öğrenip onları pişiriyoruz. Zaman zaman da üzüldüklerinde onlara kocaman sıkı sıkı sarılıyoruz.

Oyun süresince feribotunuza aldığınız yolcuların sizden bir sürü talebi oluyor. Bu sayede geniş haritasında gezme imkanı buluyorsunuz. Göz alabildiğince bir okyanusta onlarca adaya uğrayabilirsiniz. Adalarda çoğunlukla geminizi geliştirebileceğiniz çeşitli kaynaklar bulunuyor. Bunun haricinde gittiğiniz yerlerdeki ufak görevler ve platform parkurları ile sıkılmadan bir ada turu yapmış oluyorsunuz. Böylece ana görevleri hızla bitirmekten hoşlanmayan benim gibi oyuncular için de tren rayından sapmış bir oyun deneyimi tatmak mümkün oluyor

Adaların hepsi özenle yazılmış. Hikayelerini ve içinde yaşayan sakinleri ile yaptığınız muhabbetlerini göz ardı etmek imkansız. Yerlilerle sohbet ettikçe bulunduğunuz kara parçasında aşamadığınız engelleri aşmanız mümkün olabiliyor. Hoş sohbetlik yapıp yardımınızı eksik etmezseniz kapalı kapıların açıldığını göreceksiniz.

Oyun yalnızca adaları keşfetmek üzerine değil elbette. Feribot içerisinde de yapmanız gereken tonla iş var. Gemiye kurduğunuz binalar da yolcuların dışında siz de çalışabiliyorsunuz. Bahçe ile ilgilenip, topladığınız ya da tuttuğunuz (Evet balık da tutuyoruz.) yiyecekleri pişirebiliyor ve kamaraları dekore edebiliyorsunuz.

Gemi yolculuğu sırasında denizde de epey ilginç canlılar ve olaylar ile karşılaşabiliyoruz. Balık tutarken oltanıza takılan şişe içindeki yardım mektubu sizi apayrı yerlere götürebilirken, Fırtınalı havalar da tam da o tuttuğunuz şişelere geminize düşmesin diye yıldırımı hapsedebilirsiniz. Ha bir de okyanusun altından birden çıkan devasa canlılar ile akraba gıybeti döndürmek de mümkün.

Özetlemem gerekirse, Hikaye odaklı oyunları seviyorsanız ve materyal toplayıp bir şeyler inşa etmek hoşunuza gidiyorsa Spiritfarer tam size göre bir oyun

Geçenlerde bitirdiğim ardından hakkında bir avuç dizi ve kitabının da olduğunu öğrendiğim Ken Follett's the pillars of the earth adlı oyununu oynadım. Hâla etkisinde kaldığım için sizlerle de paylaşmak istedim. Oyun bir yandan 12. yy İngiltere'sindeki yaşamı, siyasi çekişmeleri, yozlaşmış ve sapkın kilise yapısını size en etkileyici görseller ve müzikler ile gösterirken bir yandan kurgusal bir kasabada yolları kesişen insanların aralarında geçen diyalogları ve imkansız aşklarına tanıklık etmenizi hedeflemiş. Tanrıya ve Kiliseye olan inancı sorgulayan açık fikirli bir rahibin tam da o yıllarda Vahdet i vücud anlayışını kendince ortaya sürmesiyle, Muhyiddin İbn Arabi ve Ekberi Öğretisi ile Yunus Emre gibi alimlerini aklıma getirdi. Bunun dışında ufacık ingilterede salgınlar dışında bir türlü barışı getirememeleri epey bir gülünç geldi. Tavsiye ederim alın geçin.

Çok zevkli ve tavsiye edeceğim bir oyun, zaman geçirmek için birebir. Özellikle bu tarz oyunları seviyorsanız tam size göre.