11
Products
reviewed
1826
Products
in account

Recent reviews by RURO

< 1  2 >
Showing 1-10 of 11 entries
32 people found this review helpful
6 people found this review funny
4.3 hrs on record
I love double dragon series on nes, but i didn't like this game. So short and very easy.
Game have story mode but not like story. I'm very regret and upset because of buy this game.
And why every double dragon have different publisher on steam?
I need ACCLAIM Entertainment's series.
If you wanna buy this game, first of all, watch gameplay and decide what you want.
(Sorry for my english.)
Posted January 8, 2020.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
101 people found this review helpful
28 people found this review funny
1.8 hrs on record
MOST WAIFU GAME EVER 
Posted December 1, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
52 people found this review helpful
0.1 hrs on record
This is a very cheap game but there is no another stage and difficult level or something.
Really weird game. But as i said, very cheap. ^^
Posted December 1, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
399 people found this review helpful
52 people found this review funny
39.2 hrs on record (29.2 hrs at review time)
Herkese selamlar. Önceleri korku türüne zerre ilgi ve saygı beslemeyen ben bu tabuyu sanırım DBD ile yıkmış bulunuyorum. Hayatta kalma ya da hayattan kaldırma esasına dayalı bu kanlı oyunda içinizdeki öldürme isteğinin dışavurumunun tadını çıkarın. Ya da gündelik hayatta başımıza gelen zorluklara karşı birçoğunun yapmış olduğu gibi yapın; kaçıN!

Oyun Katil ve 4 kurban arasında geçiyor. Tarafınızı ruh halinize göre seçin. İçinde hiç öldürme hissi barındırmayan ben 20 saattir katillik yapıyorum. Düşündürücü bir durum.

Katilken yaşamayı hak etmeyen bir avuç eziğin üstüne karabasan misali çökerken; kurban modunda çaresizce ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgide mücadele ediyorsunuz. Fedakarlık, bencillik, öngörü, takım çalışması... Hepsinin önemini daha iyi kavrayacaksınız.

Savaşlı, uzun hikayeli, alt yapısı ana olaya bağlı oyunlarda rastladığımız bir felsefeye bir korku oyununun sahiplik yapıyor olması beni sevindirdi. Oyunun temel öğretisi şu:

Özgürlük, uğruna ölmeye değer.

Daha doğrusu şöyle;

Özgürlüğün bedelini ödemeye hazır değilsen, yaşamayı hak etmiyorsun.
Killer RURO


Son olarak oyunun grafiğine ve müziğine benden tam not.
Ama haritalarda küçük buglar mevcut. Bunlara takılıp kendi kendinizin katili olmayın. Güzel şeylere odaklanın ve oyunun tadını çıkarın.

Müzik
10/10
Grafik
10/10
Oynanış
8/10
Optimizasyon
8/10
Posted June 21, 2017. Last edited June 21, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
140 people found this review helpful
28 people found this review funny
3.3 hrs on record
AESTHETIC
Posted May 18, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
86 people found this review helpful
3 people found this review funny
1.0 hrs on record
KAWAII
Posted May 13, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
36 people found this review helpful
1 person found this review funny
17.8 hrs on record (17.3 hrs at review time)
THE MOST AESTHETIC GAME EVER 

IF YOU WANNA PLAY RETRO, AESTHETIC, OLDSCHOOL, CYBERPUNK  GAME WHILE LISTENING 80'S SONGS IN THE BACKGROUND; YOU HAVE TO TAKE THIS GAME. 

REALLY AESTHETIC...
Posted April 5, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
21 people found this review helpful
5 people found this review funny
15.0 hrs on record (7.7 hrs at review time)
Life is Strange'den herkese selamlar. Meseleyi uzatmıyorum. Eğer arcade, moba, vahşet, korku, fps, aksiyon, spor gibi oyun kopseptlerine "yobazlık" derecesinde bağlıysanız Life is Strange sizin kaleminiz değil. Hiç boşuna vakit kaybetmeyin ve "W A S D" tuşlarına abanıp, bir sonraki yapacaklarınızın bir öncekinin aynı olan oyunlarınıza geri dönün. Arabanızla drift yapmaya devam edin ya da daha fazla zombinin beyninin pekmezini akıtın. Bir bebek gibi jungle'a neden gang atmadı diye de atarlanabilirsiniz. Artık neyle meşgulseniz vesselam.

Tüm bu tipler gittiyse oyunumuzu incelemeye başlayabiliriz.

Life is Strange, günlük koşuşturmacaların üzerinizde yarattığı stresi tamamen yok edip sizi kendi eşsiz alemine çeken bir başyapıt. Ama bu oyunda kaybolmadan önce kendinize şunu sorun, "bu oyunu gerçekten oynamak istiyor muyum?" Bunu sormalısınız çünkü oyun çok durağan. Roman tadında ilerleyen ağır bir hikayesi var. Bu hikayelerin bazılarında figüranken, bazılarında başrolüz.

Karakterimiz Max naif bir hanımcağız. Çevresindekilerin hayatına olumlu ya da olumsuz dokunma hakkına sahip. Onların "rewind" adını verdiği, benimse "zaman sarkacı" dediğim bir özelliğe sahip. Bu sıradışı yetenekle etrafındaki olayları "bir nebze" kontrol edebiliyor. Bunu siz yapıyorsunuz. Basit bir dokunuşla kader dediğimiz o muğlak mefhumun ne kadar da farklı istikametlere tayin olduğuna şahit olacaksınız.

"Geçmişe dönebilseydim şunu şunu yapmazdım/yapardım" dediğiniz olmuştur elbet. Ama aslında geçmişe dönme ihtimaliniz olsaydı yaptığınız ya da yapmadığınız o şeylerin daha farklı olguları tetikleyeceğini hiç düşündünüz mü? Bu oyunda bunu birinci elden tecrübe edeceksiniz. Ve daha sonra tüm bu seçim hakkının sizin ellerinizde olma durumunun sizi ne kadar büyük bir külfete soktuğunu görerek artık her şeyin doğaçlama olmasını dileyeceksiniz.

İnsan mücadelesi çoğu zaman hüzün getirmiştir. Mutluluk ise ansızın çıkagelen bir eski dost gibi, doğaçlama meydana gelir.

Sırf bu felsefe için bile bu oyun oynanır!

Şimdi gelelim oyunu konusundan ayrı irdelemeye:

Fiyat ► Oyun 5 episode'dan oluşmakta olup, ilk episode ücretsizdir. Şu anda indirimde. 5 episode'a sahip olmanın bedeli sadece 7,5 lira. İnanılmaz uygun. Hem kese dostu, hem oyuncu.

Grafik ► Grafikten ile atmosferi ayırmak istemiyorum. Bu ikisi girift kavramlar. O yüzden bu oyun grafik olarak benden tam not aldı. UNUTMAYIN, iyi grafik size göz zevki sunan grafik değildir. İyi grafik dediğiniz şey, size diğer her şeyi unutturan müthiş bir meşguliyettir. Bu oyunda ben saatlerin nasıl geçtiğini anlamadım. Bu oyunun grafiğine benden tam not.

Oynanış ve Hikaye ► Oyunun konusundan ötürü (spoiler yapmaktan kaçınmak için derinlemesine giremiyorum) biraz ağır ilerliyor. Aksiyon yok denecek kadar az. Ama zaten diğer bir sürü oyunda defalarca aksiyon yaşamıyor musunuz? Bu oyun da aksiyonsuz olun varsın! Konusu ve karakterleri yeter. İnanın bana.

Son Söz ► Henüz sadece ilk episode'u oynadım. En kısa zamanda diğerlerine geçeceğim. Bu oyunun altına imzamı açık yüreklilikle atarım. Oyunu beğenmeyenler elbet de olabilir. Onlardan ricam, her oyunu kendi kategorisinde incelemeleridir.
Bir sonraki incelemede görüşmek üzere.
Posted February 17, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
6 people found this review helpful
1 person found this review funny
9.7 hrs on record (8.7 hrs at review time)
Early Access Review
Yo! The Forest'ı yamyamlar gibi oynayıp bir türlü erkenden bitirememiş biri olarak söyleyebilirim ki, bu güne kadar oynadığım oyunlar arasında bu oyundan aldığım zevk kadar hiçbir oyundan zevk almadım. Ancak bunun ana sebeplerinden biri oyundan ziyade, benim birlikte girdiğim dostlarım ve kendimize biçtiğimiz rol libaslarıydı. Onlarla aramda bu oyun vesilesiyle çok sıcak bağ oluştu. Bu bağ eskiden beri varsa da güçlenmiş oldu. Sözüm o ki, The Forest, tek başınıza oynarsanız çok zevkli olmayabilir. Lakin co-op desteği olduğu için kafa dengi 1 arkadaşınızla birlikte oynama ihtimaliniz varsa kaçırmayın derim.

Ön Bilgi► Oyun henüz erken erişimde. Bundan ötürü anlık FPS düşüşleri ve çeşitli buglar olabiliyor. Bunları hoş karşılamak gerek.

Oynanış► Hayatta kalma, açık dünya başlıkları altında kendine kategori bulan The Forest, "Açık Dünya"lık adına çok da bir şey sunmuyor maalesef. Sınırlı bir dünyada hudutları çizilen bu oyun benliğini kaybetmiş yamyamlara ve ucubelere karşı yapılan mücadeleyi barındırıyor. Oyunda craft yapma kısmı oldukça zevkli sayılabilir. Ancak bir minecraft yelpazesi beklemekse ahmaklıktan öteye gitmez.

Son Söz► 8 saatimi vermiş olduğum The Forest'ta bir sürü anı biriktirdim. Defalarca güldüm, eğlendim. Yeraltının kasvetli yapısı beni anlık buhranlara soksa da genel olarak (Rol yapma kısmından ötürü) eğlenceliydi. Yamuk inşaatlar, aptalca ölümler, talan edilen onca yapı vs. aklıma geldikçe ömrümün sonuna kadar eğleneceğim sanırım...

Hoşçakalın.

Posted January 18, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
12 people found this review helpful
1 person found this review funny
18.4 hrs on record (17.7 hrs at review time)
Early Access Review
İlk bakış
Oynadığım ilk survival oyun olmasına rağmen beni kendisine bu kadar hapsedip vaktin nasıl geçtiğini hissettirmeyen ve bunu o alışılagelmemiş tesirli atmosferiyle ortaya koyan bu başyapıtı saygıyla selamlıyorum. Bu tür oyunlara hep soğuk bakmışımdır online oyun bağımlısı biri olarak. Ama bu zinciri The Long Dark ile bugün kırdım. Offline oyunların o dayanılmaz kalitesine yıllar sonra geri dönmek gerçekten çok güzel hissettirdi.
Evet, karşınızda kanlı canlı bir rakip yok.
Evet, her şey sanal zekâ.
Ama milyonlarca oyunda olmayan bir şey var burada. ATMOSFER.
Bütün o online oyun felsefelerini bir kenara bırakın. Bu oyunda hiç olmadığınız kadar "kendiniz" olacak, hiç aynîleşmediğiniz kadar aynîleşeceksiniz. Sizinle yönettiğiniz sanal zekâlı yapının arasında bir mesafe olmayacak. Öylece dalıp gideceksiniz oyunun karşı konulmaz benliğine.

Oyun İçeriği
The Long Dark tıpkı diğer survival oyunlarda olduğu gibi hayatta kalma esasına dayanıyor. Ancak bunu alışılagelmiş tüketici mantığı ile yapmaktansa size üretici olma şansı da sunuyor. Mesela doğada su ihtiyacınızı karşılayamayacak durumda kaldığınızda karı eritip içmek basit bir periyod olabilir. Ancak bunu yaparsanız tıpkı bu oyunda olduğu gibi zehirlenme yaşarsınız. Onun yerine erittiğiniz suyu bir güzel kaynatıp mikroplarından arındırmanız gerekiyor. Bu sadece bir örnekti. Bu gibi eylemleri yararlı bir hale getirirken keyifli hale getirmeniz de pek mümkün. Mesela dağ eteklerinde toplamış olduğunuz kuşburnunu öylece yemek yerine sobanızın üzerinde bir güzel pişirdikten sonra çay haline getirip büyük bir afiyetle de içebilirsiniz. Her şey sizin keyfinize kalmış. Ayrıca bugünlerde oyunun Alfa aşamasında olmasından ötürü sadece Serbest Dünya halinde oynayabiliyoruz. Yani nedir bu, belirlediğimiz bölgelerden birinde mücadelemize başlayıp öylece yaşamaya çabalıyoruz. Daha sonraları gelecek olan Hikâye Modu da var. Ben asıl o modu bekliyorum. İnanılmaz olacak. Buna eminim. :)

Hikâye
Olay Kanada'da geçiyor. Jeomanyetik bir deprem sonucunda hayatta kalan erkek veya kadın olmak üzere iki standart karakterimiz var. Seçimimizi yaptıktan sonra Kuzen Amerikanın dayanılmaz soğuğuyle mücadele etmek bir yana, dişlerini bize geçirmeye can atan kurtlar, kış uykusuna yatmadan evvel karnını dibine kadar doyurmak isteyen ayılarla mücadele etmek bir yana... Üstelik siz bu mücadelelere odaklanmışken üzerine basmış olduğunuz donmuş gölet birden bire parçalanabilir ve bunun sonucunda tedavisi ciddi emek isteyen "hipertomi"ye yakalanmış olursunuz. Tüm bu panik halinde yaşamsal güdülerinize karşı olan ufak bir odaklanma hatası hayatınıza mâl olur ve bu da tüm emeklerinizin o an boşa gitmesi demek...

Son Söz
Oyunu ben de halihazırda oynuyorum. Bu görüşü hemen belirtmek istememin sebebi, oyunun bende yarattığı inanılmaz heyecan ve arzu oldu. Atladığım birçok şey var, elbet de farkındayım. Ama siz bu yorumlamamı bir ilkbakış tadında algılarsanız hepimiz için işler daha isabetli olur. Son kez hatırlatmakta fayda var. Bu eşsiz oyun henüz Alfa'da. Alfa sonrasını hayal bile edemiyorum. Hoşçakalın.
Posted December 31, 2016. Last edited December 31, 2016.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
< 1  2 >
Showing 1-10 of 11 entries